things getting worse before getting better...

31 Mayıs 2009 Pazar

Çıkış yok

Hayal kırıklığı,sinir krizi son 5 saattir elim ayağım titriyor.Ne için peki kıcı kırık ilkokul mezunu biri için...Vazgeçtim bu meslekten..Hani bakıp özeniyorsunuz ya bazen bana.Hiç özenmeyin,hayatın her yerinde bu tiplerle karşılaşacağım eminim bundan.Ama ben böyleyim,daha toyum,yolun başında dosdoğruyum,çalışkanım ve kahrolasıcı ilkelerim ve yeminim ,inat mı inat,burnunun dikine giden bir kişiliğim var...Dönersem bundan bu yine ben olur muyum?Yani ben bananeci,sinik,sülük,nabza göre şerbet verip her devrin adamı olsam daha mı doğru olur?
Ben sadece doktor olmak istiyorum,sadece doktor...Sadece işimi yapmak istiyorum,herkesin benden çok doktor olduğu bir yerde benim doktor olmamım lüzumu ne.Ne vardı bende azıcık kaşarlanmış olsam,hı desem,banane diyebilsem,sallamasam,sallamamayı başarsam,sormasam,sorgulamasam...Bu,olay bu kadar,benden istenen bu ve ben bunu beceremiyorum.Yapamıyorum,yapamadıkça kavga ediyorum,düzeni sağlamak için,ama ben herkesi terbiye edemezmişim,bana kaç kere anlatmışlarmış boş verecekmişim,kıcı kırık bir yerel yönetici bana amirim gibi emredebilecekmiş.Ya ben bunca sene bunun için mi okudum,bunun için miydi gecelerce uykusuz kalmalarım,gözlerimin bozulması,bunun için miydi geçen yıllarım...Kimse sesini çıkarmıyor,aynı çarkın içine çekiyorlar,olmanı istedikleri kişi olmazsan burnun sürtene kadar sağa-sola süründürüyorlar...Ben çok yoruldum,çok hayal kırıklığı yaşıyorum.Buradan çıkış yok diyorlar...

27 Mayıs 2009 Çarşamba

Dudaktan Kalbe veda...


2-3 sezondur devam eden diziler birer birer finallerini yapıyor.Sürekli takip edememe rağmen arada izlediğim bir diziydi Dudaktan Kalbe.Hayal kırıklığı yarattı bende yani ben hep herkesin mutlu olduğu sonları seviyorum(mesela geçtiğimiz haftalarda ekrana veda eden Binbir Gece gibi).O kadar cefaya rağmen Hüseyin Kenan'ın mutsuz,ezik,yıkık-dökük kalması, uğruna herşeyden vazgeçtiği kadın Lamia ve Hüseyin Kenan uğruna herşeyi göze alan Prensens'in aşk çemberi sardı dört bir yanımı tavrına sinir oldum, reva mıydı ey senarist bu acı son Hüseyin Kenan'a...Her izlediğimde gözüm Hüseyin Kenan(Burak Hakkı'nın) ense traşına kınayan nazarlarla takılsa da,Gönlüm Cemil Paşazade'nin mutlu olmasına sevinse de ve finaldaki parçanın güzelliği gibi dipnotlarla sona erdi dün gece .Ben de yazmadan edemedim :D

25 Mayıs 2009 Pazartesi

VE AŞK bİTER...

'' Kırkıncı Kural''dedi tane tane konuşarak.''Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır.Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım mecazi mi,yoksa dünyevi,semavi ya da cismani mi diye sorma!Ayrımlar ayrımları doğurur.AŞK'ın ise hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk.Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya dışındasındır hasretinde.''

AŞK,ELİF SAFAK,SYF.415




YAP

Araba kullanırken cd çalarda çalan parçaya kendimi kaptırıyorum,öyle içten ve bağırarak söylüyorum ki geçen hafta polikliniğe vardığımda sesim kısılmış oluyordu.Özellikle tepindiğim kısım, nedendir bilinmez ama(!), ''aşkım aşklarından bulasın '' cümlesi oluyordu :))...Süper deşarj oluyor insan bu şekilde..Şiddetle yapılmasını öneririm ...


İZLE


Henüz izlemeye fırsatınız olmadıysa her perşembe saat 20.00'da TNT kanalında yayınlanan Doktor House'u izlemenizi tavsiye ederim.Şimdiye kadar gördüğüm en kaliteli doktor dizisi(E.R bile yanında sönük kalıyor,o kadar yani),süper medikal danışmanlığı aldıklarını izlediğinizde fark edeceksiniz, elbette kullanılan terimler biraz latince gelebilir ,anlamakta zorlanılabilir ama doktor meslektaşlarıma ve tıbbi konulara ilgi duyanlara şiddetle tavsiye ediyorum.Hatta geçen haftaki bölümde,son tus dahiliye sorusunu işlediler,o kadar hem izle hem Tus'a hazırlan,o kadar yani :D


Dinle




Ajda Pekkan - Resim

Bir Ajda ve Serdar Ortaç ortaklığı ve yazın yeni bombalarından biri...Dinleyiverin bari ...

Herkese iyi haftalar :D

21 Mayıs 2009 Perşembe

Kimi zaman öyle uzun ve derin bir sessizlik sarar ki etrafını,o anlarda gün yüzüne çıkarmaya cesaret edemediğin tüm kelimelerin hayat bulmalı,sessizliği yırtarken kelimelerinle,hüzün seni terk etmeli.Ve sensizlik kalbinin kıpırdanmasıyla kaybolup yerini umuda bırakmalı,umudun yeserdikçe ses(n)sizlik geri gelememeli..

17 Mayıs 2009 Pazar


Tus Kampındayken ders aralarındaki molaların bittiğini haber veren müzik Hadise'nin eurovision parçasıydı.Bu kamp sürecinin ilk başlangıcında Nlp uzmanı ya da dersanenin sahibi biz kazanırsak o da kazansın diye bir slogan ortaya atmıştı.Ben kamp süresince her parçayı duyduğumda aynı şeyi söyledim,hem de çok içten.O yüzden dünkü sonuç pek bir şaşırtıcı gelmedi.Yani ben tus'u kazanamadım,Hadise birinci olamadı.Derecemiz haliyle iyi elbette ama şunu bir kez daha gördüm ki biz kendimizi pazarlayamıyoruz,güzel bir ses,güzel parça,güzel dans ama show vasat,marketing dersinde Türkiye sınıf ortalamasını yakalayamıyor.

16 Mayıs 2009 Cumartesi

Birthday Girl

Giden her şeyin ardından duyduğum üzüntüyü duyuyorum bugün,açık-seçik depresyon hali,genç değilim artık eskisi gibi.Üzüldüğüm şey gözlerimin etrafında oluşmuş çizgiler değil,kaç zamandır kanıksadım onları her sabah yoklamayı,ama o yeniden başlayabilme arzum,hadi yapalım diyebilme gücüm ve hayata-insanlara olan güvenim,yitiriyorum bunları ,yitiriyorum ülkülerimi ve buna şaşırıyorum...Soruyorum ne kadar yakınım diye hayallerime,elimde koca bir hiç var.Sadece küçük bir doktor,hala şaşkın,şaşırdıkça saçmalayan.Sanki öylesine geçiyor günler,ben uyanıyorum,yapmak zorunda olduklarımı yapıyor ve geri uyuyorum.O kadarcık.Sorgulamayı bıraktım; neden,niçinli cümleler kurmaz oldum.Ve ben bugün 26 yaşımı doldurdum.
Ben bugün 27 oldum.

14 Mayıs 2009 Perşembe

halet-i ruhiyem


Garip..çok garip bir ruh hali içindeyim bugünlerde.Bugünlerde ben okullarda bit,diş,görme taraması yapıyorum.Yorgunluktan ölmüş oluyorum akşamları.Bu değil elbette sorun,köydekilere kızdımda bu görevi üzerime aldım.İstedim ki biraz burunları sürtsün doktorlarına bağırıp çağırmak neymiş görsünler.Ama bir yanım yazık diyo kurunun yanında yaşta yanıyor diyor.İçimdeki ses dır dır söylenip duruyor.Sonuç mu?
Yarın poliklinik yapacağım köyde ;)

8 Mayıs 2009 Cuma

Günaydın,
Güneşli bir sabaha uyandım, kolum uyuşmuş halde.Kanepede uyuya kalınca haliyle böyle oluyor.Yoğun geçecek bir programım var haftanın son iş gününde: yarım gün 500 kişilik bir okulun sağlık taraması, yarım günde benim sevmediğim Merkez 1 nolu sağlık ocağında poliklinik yapacağım.Umarım herşey yolunda gider.
Herkese  iyi günler!
EDİT:Umarım sizin cuma gününüz güzel geçmiştir.Benimki oldukça yoğun geçince yorgunluktan erkenden kanepede uyuyakalmıştı ki deli gbi çalan zil ve hayvani kapı yumruklamasına uyandım dehşet içinde.Hal böyle uyanınca hayli sinirli ve  şaşkın bi,r şekilde kapıyı açtım ve öfkeli bir biçimde ne var dedim karşımdaki kadın ve çocuk bana öfkeli bir biçimde bağırıyor.Ne biçim doktorsun diye söylemde bulunuyor,üstüne benden yardım istiyor:Olay da şu efendim imanı kuvvetli partinin mensubu adam akşamın 8de zil zurna olmuş ve akşam dayağına dizmişti ev ahalisini ve kadında o can haliyle adamı bıçaklar ve olaydan bir haber benden hesap sorulur.Doktor hanım hem müdahale eder hem şikayetçi olur anneyle oğulun davranışlarından.Sonra tüm yakınlar onlar cahil kusura bakmayın hanım siz büyüklük yapın der dururlar.Affetmek,boşvermek doktor hanım kızımıza düşer yine... 

6 Mayıs 2009 Çarşamba



Sen geldiğinde ben çoktan gitmiş olacağım,
sen karar verene kadar ben çoktan seçmimi yapmış olacağım.
Sen yola çıktığında ben molada olacağım.

5 Mayıs 2009 Salı

Let's love there!

Neden dedi kız defalarca kendine?Neden, nasıl olur da beni beğenir biri?Niçin? diye düşündü durdu gecelerce dönüp durduğu gözüne bir dirhem uykunun girmediği gecelerce.Yemek yiyemez oldu,bulanıyordu midesi yani o karnında pır pır eden şeyin mide bulantısı olduğunu düşünüyordu.Yeni biri girmişti haftalar önce hayatına,onu sevdiğini söylüyordu hatta bu ilişkinin resmiyete dökülmesini istiyordu.Ama kız şaşkındı,kozasından yeni çıkmış kelebek misali narindi,incinmekten korkuyordu.Biri onu beğendiğini söylüyordu yıllar sonra gözlerinin içine bakarak.İnanmak istiyordu ,buna ihtiyacı vardı,birinin artık elini tutmasını,onun hayatını paylaşmasını istiyordu.Kaç gece bunun için dua etmişti yaşlı gözlerle.Sonunda dileği kabul olmuş olabilir miydi yoksa bu da az sonra uyandırılacağı rüya mıydı?En iyisi bağlanmadan,kandırılmadan kaçıp gitmek dedi defalarca,ama bir şey tutuyordu ki tutmalıydı.Yaşayıp öğrenmeli miydi yoksa kendine olan güvensizliğinin esiri olup bilmemenin cehaletinde acı çekmeden yaşamalı mıydı?Bu ikilemde kime danışsa teselli etmiyor,söylenenler içine sinmiyordu.Kararsızdı ve kim bilir kaç gece daha böyle kararsızlığıyla boğuşacaktı.Biz sadece fikirlerimizi iletip mutluluk temennileriyle kimimizse kıskaçlıkla uzaktan bakacak ve kendi hayatlarımızın karmaşasına dalacaktık ,ta ki bir sonraki telefona kadar...
Kendine olan güvensizliğinden mi bu kadar ürkek bakıyorsun dünyanın dört başı mahmur güzelliğine?Ben milyonlarca hata yaptım,bir çok çılgınlık yaptım hatta çoğu zaman ben bunu nasıl yaptım dedim.Çok pişman oldum,binlerce kez keşke dedim olayın tazeliği üzerindeyken.Kimi hayatımı kökünden değiştirdi,benim yoluma yeniden yön verdi.Geriye bakıp ,elbette yakın zamandakilere değil, iyi ki dedim iyi de yapmışım dedim.

Azıcık cesaret lazım sana!Yaşayıp öğrenmelisin.Acı çekmediğimiz bir tek günümüz yok, hayatımızın bir parçası bunalımlarımız.Ama mutlu olmayı öğrenmek zor olmamalı.Çok gülünce başına kötü bir şey gelecek ,çok mutlu oldum şimdi kesin cezalandırılacağım ruh halinden sıyrılmalılenmelisin.Dilediğin gibi yaşamalı ve içindeki seni keşfetmelisin.Bu keşif zart diye bir günde olmuyor biliyorum ancak düşün sen kendini bile bunca yıldır tanıyamazken ona zaman ver tanımak için kısacası.Nereye kadar ıskalayabilirsin ki yaşamı ve mutluluk sen istersen senin olur.

Benim 26 yıllık yaşamımda öğrendiğim bir kaç şeyden biri, asla başkalarının kararları senin  kararın olmasın ama onların laflarını da çok da kulak arkası etme;ama istiyorsan dileğinin yap,kendine güven ve kendini beğen ancak kibirli olmaya kalkma ,daima mütevazi ol,ortak yolu bulmak için uğraş ama o da uğraşsın,dedim ya ortak yol,kendinden ödün verme ,Kim olduğunu daima hatırlamaya çalış,sana kim olduğunu unutturmalarına izin verme ve son olarak benim çok isteyip yapamadığım şey :Zamanı geldiğinde Vedalaş! 

P.s:Yazarın naçizane fikirleridir,kadim bir dostuna yazılmıştır.Dileyen üzerine alınabilir.