things getting worse before getting better...

26 Ocak 2011 Çarşamba

aman doktor ,derdime bir çare bölüm -1

Sonunda kar düştü toprağa..Kar yağmayan bölgelerimiz ise bol yağışlı...Ve pek tabi sonunda bu bu cuma okullar tatile giriyor.Bunların benim açımdan ortak sonucu şu salgın halindeki üst solunum yolu enfeksiyonu çılgınlığı azalacak(yani bu benim tahminim,umarım karne olayları nedeniyle intihar girişimi artmaz)...

Peki,nedir üst solunum yolu enfeksiyonu belirtileri?
Doktor,bu çocuk kusuyor,karnı ağrıyor,dizleri tutmuyor,ateşi yüksek,biz çok aciliz.

Zaten adı üstünde burası acil servis ve gelen herkes acil,yani hasta ekibinin başı, acil kelimesinin sonuna hemen ekliyiveriyor neden acil olduklarını:Evde diğer çocukları bırakmış oluyor,gezmeye yetişmesi gerekiyor ya da en önemlisi son otobüsü kaçıracak oluyor.O anda doktorun kalp krizi vakasıyla uğraşması sorun oluyor ya da nöbet geçiren bir çocukla veya solunum-dolaşım yetmezliği olan bir hastaya kalp masajı yapması sorun oluyor,hele kesi suturasyonu yapmanız en büyük problem.
-Bırak hasta kanasın doktor,benim boğazım ağrıyor.(inanılmaz mı geliyor size,geçen gün kulak ağrısı olan koca adamın neler yaptığını duymak istemezsiniz.)
Örneğin geçen nöbetlerin birinde banyo yaparken inme inen hasta geldi,düşünün o kadın bir daha yürüyemeyecek belki de,içeride sinüzit teşhisi ile muayene etmiş olduğum hastaya tam reçete yazarken apar topar o hastayı çıkarmak mecburiyetinde kaldım ve diğer hastayı aldık acil müdahale odasına.Müdahaleye başladığım sırada, az önce muayene salonunda çıkardığım hasta kıyametleri kopardı,ben acilim diye.

Lütfen acil servisler,gerçekten acil vakalar için kurulmuştur,10 gündür aynı şikayetlerle başvurduğunuzda 25 dakika daha beklemeniz sizi öldürmez.Belki içeride felç geçiren kişi siz olabilirsiniz ya da diğer önemli vaka...Önemli derken bizim için her vaka önemlidir ya da en azından benim için ama bazılarında saniyeler çok daha önemlidir,bundan sonra da aramızda olabilmeleri için.

Acil servislerde bekleme süreleri vardır ve bu çoğu acil servis duvarında yazar.Hacettepe Üniversitesinin acil polikliniğinin kapısına gidin lütfen, her hasta aciliyet algoritmine göre alınır ve içerideki doktorun insan olduğunu ve sadece iki eli olduğunu unutmayın unutmamanız gerekir,siz dışarda beklerken ben oturup kahve-pasta keyfi yapmıyorum.Aslında acilde adabı muaşeret işlememiz gereken apayrı konu.
Ben özel hastanede çalışmaya başlayalı 2 ay oldu,her hastanın ne şikayetlerle gelmiş olursa olsun bir muayene süresi+ reçete yazılama süresi+ açıklama bölümü olmak üzere belli bir süre içeride kalması gerekiyor.Eğer bu süreyi beklemem diyorsanız sabah gitmiş olduğunuz polikliniğe geri gidin.
Bazı hastalar acil servise şöyle başvuruyor,sabah biz aile hekimini ve(veya) SSK'ya gittik,bize bunları yazdı,çocuk iyileşmedi,ateşi yüksek.Bu durumda aklımızdan ne mi geçiyor?Bu durumda ne mi yapıyoruz?Bunu gerçekten bir sonraki yazıda işleyeceğim.Bu nedenle siyah boldla yazdım.

Son olarak bir rica da bulunup,konuyu toparlayıp,yazıyı bitireceğim,lütfen azıcık dişinizi sıkın hele de 2 gündür bu şikayetleriniz varsa ya da sabahtan beri dayanmışsanız..Evet unutmadan son bir uyarı hemşire hanım ya da acil görevlilerinden biri size boş yere şikayetinizi sormuyor,dışarıda siz sıranızı beklerken onlar bana haber uçurup durumunu bildiriyor,böylece bazılarına o bekleme anında müdahale etme şansımız oluyor.Lütfen şikayetinizi soran acil personeline Onu da sen bilecen tarzında yanıtlar vermeyin.


Söylemek istediğim şey(sizin böyle davranmadığınıza eminim,sözüm meclisten dışarıdakilere),doktorunuzla konuşurken çok lütfen arkadaşınız dahi olsa,Doktor bey veya hanım diye konuşun,arkadaşım ,bacım gibi hitaplar pek hoş olmuyor,sizi uyardığımızda, sen hanım mısın bey misin ki sana öyle diyeyim diye böğürdüğünüzde, aynı lafın tarafımdan size söylendiğini düşünün ve sizi artık neden muayene etmeyeceğimi aklınıza getirin ve sukunetle geri dönün .Aksi halde sizi benim de polise şikayet edebileceğimi unutmayın.

Ben bilmiyor muyum,neren ağrırsa orası en çok ağrıyan yer olur,bu dişte olabilir,basur da ,başta veya veya karnınız da..ağrı kötüdür,canınız yanıyordur ve ben buna eminim.(Çok uzattım bu son son diyerek sabrınız için teşekkürler)

Yüksek ateş(39-40 °C'ye varan),,başağrısı,bulantı-balgamlı kusma,göbek üsütünde yoğun olan karın ağrısı,başını kaldıramayacak kadar yorgun olmak,eklem ağrılarına sebep olan boğaz enfeksiyonun en şiddetlisi aşağıdaki fotoğraflarda gördüğünüz peynir peynir iltihap birikimlerine neden olan hastalık: KRİPTİK Tonsillittir.


Bu enfeksiyonun en iyi tedevisi 10 günlük penisilin tedavisidir.Ancak penisilin hastanede yapılmasını gerektiren bir tedavi olduğu için ben genellikle penadure ek bir ağızdan bir antibiyotik başlıyorum.Ama her hekimin ayrı bir reçete usulu vardır,hekiminize güvenin.
Bu enfeksiyonda en büyük sorun özellikle geceleri yatınca artan Yüksek ateştir.Bu durumda lütfen paniklemeyin hemen evdeki parasetamol veya ibuprofen türevi ateş düşürücü şurup veya tabletten 1-2 ölçek verin.Asla Aspirin içirmeyin özellikle de çocuk hastalara.Bu gibi durumlarda hastanız titremeye başlamıştır lütfen üstünü örtmeyin ,soyun hatta heme ılık suyun altında sokup boyundan aşağısını yıkayın.

Kriptik tonsilit,diğer solunum yolu enfeksiyonlarına göre dirençlidir,ilaç kullanmaya başladıktan sonra 2-3 gece daha yüksek ateş seyri olur ve sizin yapmanız gereken 4 saatte bir ateş olsun olmasın ateş düşürücünüzü kullanmanızdır.Bu ateş düşürücü tedavi şekli tüm üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları için geçerlidir.Ateş düşürücünüzü kullanmak için ateşinizin yükselmesini beklemeyin,amaç ateşin yükselmesini önlemektir.Her şeye rağmen ateşi düşüremediğinizde hemen en yakın acil servise başvurun.

Ve son olarak acile yüksek ateşle geldiğiniz zaman acil servis personeline bildirin ve ateşinizin ölçülmesini sağlayın ve bu durumu doktorunuza iletmesini söyleyin.Eğer kalablık bir bekleme grubu yoksa zaten içeri alınacaksınızdır; eğer kalabalıksa ilk müdahaleniz yapılır ve müşadede sıranızı beklersiniz.

Herkese iyi günler,
Bir Küçük Doktor

p.s:bu tarz yazılarım sevilirse devam edeceğim :D

4 yorum:

Bucera dedi ki...

Asistanlıkta acil nöbetlerim geldi aklıma on yıldan fazla oldu pek bir şey değişmemiş

ozgurruya dedi ki...

Gayet iyi ve bilgilendirici bir yazı olmuş. Teşekkürler

bir küçük doktor dedi ki...

bucera,yıllar geçse de bu sorun popülerliliğini asla kaybetmeyecek sanırım.

bir küçük doktor dedi ki...

ozgurruya tesekkur ederim tabi yanıtlamam iki seneyi geçmiş kusura bakmayın artık