things getting worse before getting better...

31 Ocak 2013 Perşembe

Ruhumu gıdıklayan cümleler

Bir gün gelir,
Dünyanın bir yerinde yıllarca senin haberin olmadan
Yaşamış birine bütün hayatını anlatmak istersin...
Murathan Mungan


Dip NoT: sanırım bu sebepten mütevellit tüm gevezeliklerim...

Günaydın#31~Paris vs Nyc...





Günaydın !
Ve sonunda Mika geldi, hatta beklenenden erken gelince şaşkınlık ve sevinç yarattı evde.
Yurtdışı alışverişleri sonucunda eve gelen paketler evde çoşkuyla karşılanıyor, yani bildiğin göbek atıyorum denebilir.ne ki bu diyebilirsin,bknz:momiji dolls...Çoşkun duygu durumu geçtikten sonra ancak fotoğrafını çekebildim...Yeni yılın ilk ayını da böylece güzel bir fotoğrafla noktalamış oldum☺☺

Bazı şeyleri çok istersen olurmuş...
Ben de evrene  bugünler de mesaj yolluyorum umarım alıyordur...

Güzel bir gün dilerim herkese!


Dinliyorum~~Corinne Bailey Rae - Paris Nights/ New York Mornings


30 Ocak 2013 Çarşamba

Düş bozan vs Düşbaz...




Üç yazarım ,beş bozarım...Burası da benim kaçış noktam...
Arada birileri gelir selam verir,iki kelam ederdi.. 
Ama her şey yolunda giderken bir şey oldu ya da ben bilmeden birilerini kırdım...
Hani sivri de değildim artık çünkü törpülemiştim onca yazmadığım zamanda...Bırakıp gitmeyi de hiç düşünmedim bu blogu... Bu sabahtan beri yine mi ara versem bir süre diye düşünür oldum...Çünkü ya ben birilerine batıyordum ya da biri bana fena gıcıktı ...
Sarı rengin bana hiç yakışmadığını düşünürdüm hep ama hüzne de en çok sarı yakışırmış...
Keyifle kal!


Dip NoT: puf, aslında gerçekten cadı olmak vardı...

Dibin dibi Not:Bir de Tamam nedir ya? Tamam ben seni tutmayayım filan mı yoksa Ben sana tenezzül etmem mi demek yoksa ne ? Biri açıklayabilir mi lütfen!!! Künt, öyle yalnız bir tamam..

Günaydın#30 ~ Artakalan





Günaydın!
Bu kadar...




Dinliyorum-Benjamin Biolay-Ton héritage

29 Ocak 2013 Salı

Vedalar duymak istemiyorum...Beyaz kediye , hani sil baştan demek gerekti bazen...

Blog sahibesinden izinsiz alıntıladım bu sayfayi.Umarim bana cok kizmaz.
Ben vedalara alisamadim... Dedim ya birakip gidenlerin kendilerince hakli sebepleri vardi ama ben cok alindim onlara...Artık yazmadıkları için de unuttulduklarını sanmasınlar.Eskilerindendi Öykü blog ahalisinin .Ben onun naif cumlelerini cok severdim,hala sevmekteyim.Simdi Öykü de tipki Çilek gibi, Ces gibi birakip gidiyormuş. Oysa onlar benim köy lojmanındaki yalnız odamda sesimi duyanlarımdı.. Söyleyemediklerimi klavyeye dökenlerdi... Umarım vazgeçer Öykü ...

Günaydın#29~içindeymişik, yeşilmişik, sazmışık...




Günaydın okuyucu,
Bir eksik-29 gün oldu,27. günaydını yakalayanlar çıktığı için o konuda endişelenmeni istemem. Umarım herşey şimdilik yolunda diyerek,dereyi görmeden paçaları sıvamış olmam.

*Hayat o kadar hızlı gündem değiştiriyor ki hiçbir şeyi tam sindiremeden yola devam etmek zorunda kalıyoruz.
Bu hız hayatımıza giren mobil teknolojilerle bir kat daha artmış durumda...(Bu mühim tespitleri ben yapmasam, eminim sen anlayamayacaktın.)
Sana şöyle demeyeceğim, 5 yıl önce bunu asla hayal edemezdim...
Ama şunu hayal ediyorum, birkaç yıl sonra şöyle diyebileceğiz,Işınla beni Scotty...
 Sabah manşetlerinde gördüğüm, henüz detaylarını irdeleyemediğim başlık da beni doğrular tarzda'' Dünya bu bilim adamını konuşuyor...Ölen yakınımızı yaşama döndürebileceğiz..''
Bu konuyla ilgili Türk düşünür ve bilginlerinin akşam haberlerindeki açıklamalarını da sabırsızlıkla beklediğimi belirtmeden geçemeyeceğim.
Kısacası İsaac Asimov ,robotik bir evrene dönüşeceğimizi söylediğinde fantastik demiştik, Jetgilleri çizgi film diyerek geçiştirmiştik...
Kısacası Sayın okuyucu,keyifli günler dilerim sana...
''Hazırım Scotty, ışınla beni...''


Yazarın DipNoTu: bir önceki postumda değerli müzisyen Ferdi Özbeğen'den bahsetmek istemiştim ama kendisini hiç tanımayanlar çıktığı için İsmini  burada belirtme ihtiyacı duydum...Mekanı cennet olsun!
Dibin dibi not:  Bazen boş boş konuşuyormuşum gibi geliyor...Lütfen öyle olmadığını söyle

Dinliyorum-Yeni Türkü-Yeşilmişik

28 Ocak 2013 Pazartesi

Veda~dilektaşı






Entelmişim dantelmişim hikaye ,sabahın körü şarkıları öksüz kaldı  şu an asıl mesele...
Veda...







Günaydın#28~~Mutlu haftalar...~~Oldies but Goldies..



Günaydın,
Güzel bir haftanın bizim için başlamış olmasını dilerim.
Sanırım benim ki biraz çetrefilli geçecek, çünkü dün gece bilinmeyen bir sebeple(!) emektar pc'im açılmaz oldu.Bu satırları sana emanet bir bilgisayardan yazıyorum.
Aslında birkaç satırın yazılması benim için çok zaman alıyor.Her gün sabah uyanıp,kahve suyunu ısıtırken  , moduma uygun bir parça açıyorum.
Onu dinlerken fotoğrafı çekip,blogger app. yüklüyorum.
Kaba taslak bir şekilde oluştuktan sonra yeniden eski pc'yi açıp sana bu satırları yazıyorum.
Böylece bir post oluşturabilmiş  oluyorum.
Anlayacağın bu hafta post yazmam sekteye uğrayabilir.


Umarım keyifli bir haftaya başlamışsındır.
Umarım işe giderken  yukarıdaki fotoğraftaki adam kadar eğleniyorsundur.
Ve umarım yapmak zorunda oldukların sana zulmetmiyordur.
Keyifli bir hafta dilerim...

Dip not: This photo was taken by me  and I met this men in the streets of Barcelona...

Dinliyorum--Microwave Jenny-Stuck on the Moon

27 Ocak 2013 Pazar

Mutlu pazarlar!--Geçmişe Mazi Diyemeyenler Kulübü



Mutlu Pazarlar...
Yattım kalktım hem de erken kalktım,ona buna baktım yeniden yattım,sonra sokağa attım kendimi.
Bir pazar gününü saçma sapan geçirme konusunda mükemmel planlar yaptım.
Yükte hafif lakin paha biçilemez dakikalar yaşadım :D
Sana günaydın diyemedim...Ama instagramda aksatmadım.
Sence ben de instgaram bannerımı eklemeli miyim sağ köşeye...
Bunu da düşünür oldum.
Neyse umarım senin de günün bol keyifli geçiyordur.


Bu üstteki fotoğraf Madrid'de bir pazar öğleden sonrası tarafımdan çekildi ve bugün öğleden sonra bir flash bellekte gün yüzüne çıktı.Bu blogu da  aslında ben İspanya'da staj yaparken açmıştım ama yazmaya  başlamam  6~7 ay sonra  oldu.Şu sıralar keşke  daha çok yazsaymışım diyorum..O yüzden bugünü es geçmek istemedim.


Hani sana uzun zamandır bahsettiğim Michelangelo tepesi ,Piazzale Michelangelo ,burası.O da, bugün yeniden gün yüzüne çıkan fotoğrafların arasındaydı...Saat yanlış olmasına rağmen tarih doğru lakin fotoğraf makinasının ayarları  bugün bile bozuk...


İşte  sana bir türlü tasvir edemediğim manzara ise  bu...
Fazlaca bulanık ama filmin sonunu söylemek hoş olmadığı gibi senin oralara gitme ihtimali düşünerek büyüyü bozmak istemediğimden bulanık bıraktım.
Elbette bu bir şaka en güzel şeklini göstermeyi isterdim ama o zamanki makina,dedim ya hala ayarları bozuk...

Herkese iyi geceler dilerim...


Dinliyorum-Kargo-Yıldızların Altında...


26 Ocak 2013 Cumartesi

Günaydın~26~El işi kabiliyeti





Günaydın!


Bir uğraşlar içindeyim okuyucu, becerebilecek miyim de bilmiyorum...

Son dönemlerin popüler kırtasiye malzemelerini  olan stamperlar, eskinin damgalarının bir kademe şirin halleri ,washi tape bantlar,onun da Türkçe karşılığı kağıt bant okuyucu,mürekkepler,şekilli delgeçler,en cicisinden horozdan zımba,yani söylemem gerekir ki düz delgeç-zımba out artık,kullanan kişiler esefle  kınanıyor :)), bir de en yeşilinden kurbağa makasım ve senin bu fotoğraf da göremediğin guaj boyalaroyun hamurları,onu ne için ortaya çıkardım bilmiyorum,kullanır mıyım  o da şüpheli ama işte benim de var demek için herhalde :)),pastel boya ve bir dolu kalemden oluşan kırtasiye ıvır zıvırını toparladım ve bir paper -craft ~art-craft (bildiğin el işinin türlü türlü halleri ama böyle söyleyince daha havalı oluyor,bir de kendimi, bu şımarık tavırlarla 16 yaşında hissediyorum,malum yaşa takılmış haldeyim :)) ) projeyi hayata geçirmek için uyandım.

Amacım bir hediye paketi yapmak.
 Çok havalı değil mi? 
Bu kadar malzemeye vereceğin parayı gidip bir paket kağıdı almak daha akıl karı diye mi düşünüyorsun?
Doğrudur,ama ben bu malzemelere ödediğim parayla Türkiye ekonomisine de can verdiğimi düşünüyorum,yoksa ben almazsam sen almazsan, mazallah ekonomik kırılganlığa uğrarız ki bunu hiç istemem.

Kısacası,boş işler müdürlüğüne terfi ettiğim gün, sosyal medyanın büyüsüne kapıldım ki bunu  da daha önce belirtmiştim sanırım.
Bugünler de bu hand-made(el yapımı)  işler pek popülerler. 
Ve büyük emekler harcanıp güzel işler çıkarıyorlar, bu işlerle ilgilenenler. 
Ben projemi tamamlayıp bir şeye benzemiş halini görebilirsem eğer,günün ilerleyen saatlerinde bu yazıya bir ekleme yaparım diye düşünüyorum.
Herkese kahkahası,eğlencesi bol,keyifli bir cumartesi günü dilerim.

Dinliyorum--Nat King Cole---L-O-V-E

What a Wonderful Tonight!




İyi geceler blog demeyeli asırlar olmuştu...
Msnin popülerliğini hala koruduğu,twitterın uzak gelecek olduğu,instagramı tasavvur bile edemediğimiz Facebook çağının başında  blogerlar en çok  geceleri yazardı  tıpkı benim gibi. 
Sonra o bloggerlardan bazısı popüler oldu,kimi içine kapandı,kimisi tamamen yazmayı bıraktı.
Sonra bir gün baktım ki benim okuma listem çöl olmuş,geriye kalanların bir kısmı kaf dağının ardına yerleşmiş.
Ve pek tabi sanal alemin kuralları değişmişti.
 Sonra, popüler olmak, en önemli gündem maddesi haline gelmişti. 
Kısacası  bence en güzel ve en sakıncalı yazılar hep gece yarısı yazılırdı yani
 benimkiler için en azından hep öyle olmuştu.

Yazarın çağrışımlarının artığı herkesçe malumunuz,kendinden 3. tekil şahıs olarak bahsetmesi bile sıklaştı ve kendini yaşlı hissettiğinden midir nedir sık sık anılarını anlatır oldu.
Utanmasa biz gençken diye başlayacak...Sakın senin yaşın ne başın ne diyerek kınamayın kendisini.

Gün içinde olan bitenlerin üstüne eve gelip de asırlardır saklandığı yerinden ansızın karşıma çıkan  anı canlandırıcı nesne, beni  alıp hoopp  başka bir gerçekliğe ışınladı :))

Hani bir melodi dinlersin ,seni ilk gençliğinde bir yaz gecesine götürür;
O teras muhabbetinin  bitmek bilmeyen tırı vırı konularını hatırlatıp yeniden kıkırdayıverirsin.

 Ya da dost meclislerinde olmadık detaylar hatırlanır hep gecenin köründe sonra hafızalar bir daha tazelenir.
Bazen de, o bir detay, büyür büyür ve tartışma konusu halini alır, kimse net hatırlayamadığı için.
Ya da bir not çıkar, olmadık bir yerden, sana  dostlarını  hatırlatır...
İşte bugün , tam da böyle şeyler başıma geldi Sevgili Okuyucu...
İyi geceler  dilerim!


Dinliyorum~Eric Clapton~~ Wonderful Tonight!

25 Ocak 2013 Cuma

Günaydın#25~ Dream workwer



Günaydın!!!
Ankara'daki yağmura inat güneşli hayaller peşindeyiz...
Bir düşün hayaliyle uyandık bu sabah.
Kim bilir, üç vakte kadar yeniden yollara düşeriz ...
Herkese keyifli bir  gün dilerim!!


 Dinliyorum-hem de kaçıncı kez--Bazı parçalar hiç eskimiyor--Düşbaz-Bahar

24 Ocak 2013 Perşembe

Günaydın # 24~Enerjin tavan yapsın!-Daylight





Günaydın!
Rüyamda bile kargo firması personeliyle tartışıyorum artık.
İnternette alış veriş iyi güzel de, her şeyi bildiklerini iddia eden kargo elemanları gerçekten sinir bozucu.
En az kargo parası kadar telefon görüşmesi yapıyorum her gün.
Bazıları benim obsesyonlarıma alıştı, kimi ne kadar gıcık olabileceğimi hala kavrayamadı.
Bazısı işi abarttı kanka moduna bağladı.
Yani içinde insan diyaloğu olan hiç bir iş kolay değil.İşlerinin kolay olmadığının da farkındayım ama
ben de ilk defa kargo almıyorum değil mi?
Bir de üç sokak arkamdaki kargo bayisinden benim evime bir paketin gelmesi 15 dk ama 10. arama sonunda bile şimdi çıktı geliyor cevabı almak sinir bozucu?
 Onca arama yapmak yerine gidip kendi işini  kendin neden halletmiyorsun diye mi soruyorsun?
İşte o da benim  gıcık yanım .
Haftayı bitirmemize az kaldı,azıcık daha dişimizi sıkacağız..
Her gün için kendine bir sorun yaratan blog yazarı, herkese Keyifli bir gün diler!

Dinliyorum--Maroon 5- Daylight (Playing For Change)

23 Ocak 2013 Çarşamba

Günaydın#23~~Reklamlar!!!~~Sefam Olsun




Günaydın!
Önce güzel haberle başlayayım.
Güneşli havalar hala hüküm sürmekte Ankara'da..Umarım uzun bir zaman bu şekilde devam eder..Zira gecesi gündüzü ayırt edilemeyen günlerde insanın siklotimik atakları daha sık oluyor.Ve uyanabilmek için daha çok kahve içmen,mutlu olman için çok daha fazla çikolata yemen gerekiyor.
Bir de benim için önemli,insanlık için önemsiz bir başka  mutluluk konusu var:Mika bebek benim oldu.
Şimdi onun evin yolunu bulmasını bekliyorum.
Adını hiç duydun mu bilemiyorum  ancak,Atatürk Orman çiftliğinin satışından sonra Akün ve Şinasi sahneleri de satılıyor .Yerlerine de tahmin edersin ki Otel yapılacakmış.
Artık sivrilik yapmadığım içinde başka bir şey söylemeyeceğim bu konuda, gerisini sen düşün işte ya da görmezden gel.
Tek derdimiz magazin olsun..Can Tanrıyar kaset çıkarmış mesela,o parçaları  hala  dinleyememiş olmak olsun tek derdin bir de hala pilavın kıvamını tutturamamak.
Bir de şu konu var,inşaat sektörü reklamlarını izledikten sonra kılıç kuşanıp ata binip Allah Allah naralarıyla ev satın almaya gitme hissi sizde de mi oluyor yoksa bana mı bir şeyler oluyor?
Herkese  keyifli bir gün dilerim.
Hayırlı kandiller sayın okuyucu!

Dinliyorum---Bülent Ersoy ~~Sefam Olsun :D

22 Ocak 2013 Salı

Happy mornings~22nd day!




Günaydın!
Yazı aratmayacak güneşli bir Ankara sabahından herkese Merhaba!
Umarım sen de güzel bir gün olduğunu  düşünüyorsundur...


Tam 22 gündür sana her sabah Günaydın diyorum.
Henüz yolun başındayım biliyorum.
Ancak birkaç gündür şunu düşünüyorum, eğer yıl boyunca günaydın fotoğraflarımı çekmeye devam edersem,  yıl sonunda tüm bu fotoğraflarımı  biraraya toparlayıp kitap haline getirmeyi planlıyorum kendim için.
Yaşayıp bu projemin hayata geçip geçmeyeceğini göreceğiz...



Malum Oscar adayları  açıklandı...Adettendir her blog yazarı, Oscar ödülü için favorilerini açıklar ve ödül alacaklar  filmler hakkında tahminlerini yapar.
Şu an için bir tahmin veya favori belirtmeyeceğim.Henüz en iyi film dalında Oscar'a aday gösterilmiş olan filmlerden  sadece 3 tanesini izleyebilme şansım oldum.
Zaten filmler hakkında yapacağım yorumlar amatör televizyon izleyicisi  düzeyinde olacaktır.
Lakin daha ılımlı bir Haneke izleyeceğimizi söyleyen eleştiriler doğrultusunda dün akşam Amour'u izledim.
Ve evet ,bu sefer ergen psikopatlar veya  katil çocuklar yoktu ama Haneke yine şok ediyordu beni ,bu sefer hepimizin başına gelebilecek bir gerçekle...
Ödülü alır mı bilemem ama dikkate değer olduğu gerçeğini yadsımam mümkün değil...

Herkese keyifli bir gün dilerim...


Dinliyorum--Shivaree--Goodnight Moon

21 Ocak 2013 Pazartesi

Panik yok!



Günaydın!
Panik yapmadan pazartesine başlıyoruz...
Hafta sonu yine hiç bir şeye yetmedi.
Biz ne kadar hızlı olsak da zaman çok çabuk geçiyor ve bazen ne yaptığımızı anlayamadan geçip gidiyor gün..

Fotoğrafdaki kitap Shaun Tan'a ait Kayıp Şey...Hala bu kitapların 0-6 yaş grubu için yazıldığına inanamıyorum. Shaun'un Kızıl Ağaç adlı kitabından sonra bugünlerde Kayıp Şey'i incelemeye aldım.
Bir de uzun zamandır kafama takılan bir soru var? 
Bir kaç kişiye sordum yanıt alamadım.
 Sabah tenhalığını fırsat bilip azıcık araştırdım aklımdayken...




Acaba Exupery'nin  Küçük Prens'i ithaf ettiği kişiyi hiç merak ettin mi yani Leon Werth'i?
Yani neden açtı ,çok üşümüş müydü?
Exupery neden ona ithaf etmişti Küçük Prensi acaba?
Hakkında çok detaylı bilgilere ulaşamadım Leon Werth'in... Fransız yazar ve eleştirmen olduğu,Yahudi kökenli bir aileden geldiği, Exupery ile 1931 yılında tanıştığını öğrenebiliryordum arama motorlarına adını yazdığımda...
Bir de Werth'in, Exupery'nin  armağanını savaş bitip, bunalımdan çıktıktan sonra kabul edebildiğini ancak biraz geç kaldığını çünkü 31 Temmuz 1944'te Exupery Marsilya'da bir keşif uçuşu yaptığı sırada bulunduğu uçağa ateş açıldığı için hayatını kaybettiğini öğrenebildim. Savaş 1945 yılında bitip de barış ortamı sağlandığında ise  Werth 'Antoine'nin görmediği bir barış, barış değildir.' diyerek arkadaşını hatırladığını...

Ama henüz sorularımın yanıtını bulamadım yani bu kadarcık bilgi beni tatmin etmedi...Belki sen biliyorsundur?

Keyifli bir gün dilerim!
İyi Haftalar!



Dinliyorum--- A Fine Frenzy--Lost Things

20 Ocak 2013 Pazar

Mutlu pazarlar!!



Günaydın!
Neşeli bir pazar gününe uyanmışsındır umarım.


Ankara'da dün  kar ve yağmur aralıksız yağmasına rağmen...


Bu sabah, böyle güzel bir havaya  uyandık....
Ocak ayında  bu kadar güzel havaya az rastlandığımızdan, bir an önce 
keyfini çıkarmak için   güneşin, sokaklara atacağız kendimizi birazdan.
Keyifli bir gün dilerim!


19 Ocak 2013 Cumartesi

Dingin ve huzurlu!!~Feeling Good!




Günaydın!!!
Günler günleri kovalarken yine parçalı bulutlu bir cuımartesi sabahına uyandık Ankara'da.
Hızlı bir tembel kahvaltısı sonrası günlerdir mesaj gönderip bizim de indirimimiz var,
bize de gel diye çağrılar atan
mağazalara daha fazla kulağımı tıkayamayıp ekonomiye can vermeye gideceğim.
Huzura ise o çok beğendiğin parçayı alışveriş poşetine, yüzde bilmem ne kaç indirimle! atıp, eve gelip ganimetlerini saydığın anda eriyor insan~ yani sanırım !
Yoksa gerisi  bildiğin çılgınlık ...
Keyifli bir cumartesi günü dilerim!

Dinliyorum--Nina Simone~~ Feeling Good!

18 Ocak 2013 Cuma

I know, too late to say Goodbye...




Günaydın!
Bu hafta nasıl bu kadar çabuk geçti .Sen de benim gibi bir şey anlayamadın mı? 
Arka arkaya yaşanan bu problemler nedeniyle çalan telefon sesinden ürker oldum.
Anlayacağın neşemi korumak için maksimum enerji sarf ediyorum bugünlerde yani en azından içimizden birinin  gülümsemeye sahip çıkması lazım...
Ama itiraf ediyorum ben dün gece çok ağladım.~ hatta bugün sabah yazmak da istemedim.~.
Sonra gecenin o saatinde uzakta bir yerlerde yaşayan bir arkadaşım aradı...Ağlarken gülmeye başladım..Sonra süpriz yaptı bir başka dostum gecenin o saatinde, çıkıp geldi...
Sonrası ,yamuk yumuk gülümsediğim hatta kahkahalar attığım bir geceye dönüştü.
Sanırım kendi içinde çelişkileri en çok barındıran tek şey ,Hayat... 
Kısacası hayatı en çok sorguladığım günlerdeyim.Belki farkındasın,belki değilsin.

Güzel bir gün dilerim!


Dinliyorum~~Delphine Volange~~Sirènes


DipNot: aramızdan ayrılanlar, umarım onları ne kadar çok sevdiğimi biliyorlardır...

17 Ocak 2013 Perşembe

Günaydın! Bir melodiyi takip ediyorum...





Günaydın!
 Gün boyu yüzümüzü gülümsetecek haberler alacağınız bir gün olsun bugün...
Keyifli bir gün dilerim herkese...


Babam için...
Hayatında iğne yaptırmaktan bile çekinen babacığım,bugün ameliyat  masasına yatıyor hayatımda ilk kez...


Dinlemekten vazgeçmiyorum bugün de---Kate Earl~~Melody

16 Ocak 2013 Çarşamba

Let's do it!




30'uma merdiven dayadığım şu günlerde hayatımda ders çalışmak zorunda olmak diye bir gerçek  hala var.
18 yaşındayken 30 olgunluk yaşı gibi gelirdi bana ama bakıyorum da hayatım , işte, hemen hemen aynı.
Öyle büyütülecek bir şey yok.
Yine geceleri oturup ders çalışıyorsun,yine sınav stresi çekiyorsun.
Yine annen ve baban telefonda derslerini ihmal etmiyorsun diye soruyorlar hatta babam yemeğini yedin mi diye hala soruyor bana...(Babasının prensesi olmak durumu ise sonsuza kadar sürüyor.)
Yolda,asansörde teyzeler -amcalar kızım ileride ne olacaksın diye filan soruyorlar.Aslında bu biraz garip...Genç durduğum için sevinmem mi gerek yoksa bu bir dezavantaj mı bilemiyorum.Mesela otobüste,sinema da bir öğrenci dediğimde kimse sorgulamıyor,öğrenci kimliğini diyorsun,onu soruyorlar değil mi ?Mesela bu bir avantaj kabul ettim diyelim bu durumu ama nöbetlerde içeriye doktor yok mu diye koşanları ne yapacağız? 
Acaba 30 gibi durmadığım için mi bu sınav illetinden kurtulamıyorum  gibi saçma sapan düşüncelere kapıldığım oluyor.Neyse işte yine abuk sabuk fikirler içindeyim  sanırım. Woody Allen yapımı filmlere bir süre ara vermeliyim.  Henüz yatmamış olan blog sahibesi yine öforik halde, tüm bu fikir uçuşmaları sanırım ondan kaynaklanıyor...
Günaydın! Keyifli bir gün dilerim herkese...

Dinliyorum--Cole Porter-Let's Do it! 

15 Ocak 2013 Salı

Are you ready for today!




Ne kadar yorgun uyanırsam uyanayım ,tıpkı bu sabah gibi, bir fincan  kahve ve güzel bir melodi tüm keyfimi yerine getiriyor...Bugün neler karşılaşacağımı bilmiyorum ama güzel bir gün olsun..
Herkese keyifli bir gün dilerim!

Dinliyorum--Bobby McFerrin--Don't Worry, be Happy

14 Ocak 2013 Pazartesi

Günaydın!




Haftasonuna yeni yeni adapte olmuşken yeniden pazartesi oluverdi.
Herkese keyfi ve neşesi bol ,mutlu bir hafta dilerim!

13 Ocak 2013 Pazar

Oku-yorum!!!




Okumayan bir toplum olduğumuz kesin.Bu konuda oturup derin sohbetler içine girecek değilim. Okumamak için uydurduğumuz milyon tane bahanemiz de mevcut hepimizin. Şunu da eklemek isterim ki o sehpanın üzerine konan koca koca taschenleri, yaşam stiline yön veren kitapların çoğunluğunun sadece dekorasyon öznesi olduğunun da farkındayız.
Yoksa komik sorulara komik yanıtlar veren en yükseğinden okulları bitirmiş insanları ağzı açık bir şekilde milyonlar isteyenlerin yarışmalarında görmüyor olmamız gerek.Sonra da bilmem ne köyündeki teyzenin yarışmada sorulara çatır çatır yaptığı yorumları ağzı açık izleyip şaşırmamız gerek.

Konuyu dağıtmadan üç kitap var  sana anlatmak istediğim...Birine henüz başladığımı ve tamamlayamadığım da eklemek isterim.
Kitaplarımın üçü de çocuk kitabı...Hatta biri büyüklere çocuk kitabı ki eminim sen onu zaten biliyorsun..

İlk kitabım dün geceden beri elimden düşmeyen Pam Munoz Ryan'ın yazdığı,Peter Sis'in resimlendirdiği İthaki yayınlarından çıkan Hayalperest...Kitapta Pam Munoz Ryan, Güney Amerikan'ın dünyaya kazandırdığı meşhur Hayalperest'in çocukluğuna götürüyor bizi ,henüz  babası isminden utanıyor diye adını değiştirmemiş olan Neftali Reyes'in dünyasına yani.Kitabın büyüsü bozulmasın diye meşhur şairin adını söylemiyorum ama şairimizin çocukluğunun şiirlerini nasıl etkilediğini anlatan bu roman bence sadece çocuklar için yazılmış olamaz...


Kızıl Ağaç-The Red Tree-Shaun Tan-İthaki yayınları

İkinci kitabım her ne kadar kitapçılarının çocuk kitapları bölümü raflarında da yer alsa da büyükler için yazılmış bir kitap bence..Kitabı okumanız her ne kadar bir kaç dakikanızı alsa da resimlerinin muhteşemliğini incelemenin günler sürebileceği  söylesem gerçekten abartıyor sayılmam.



Kızıl Ağaç'ta bir tek cümle için oluşturulan görsellerin derinliği gerçekten muazzam olduğunu tekrarlamak istiyorum.Kitabın bir çocuk için yazılmış olması ise onu okumanıza gerçekten engel değil ve böyle kitapları okuyarak büyüyen çocukların ileride nasıl bireyler olacağı da ben de inanılmaz bir merak uyandırmakta...


Küçük Prens-Le Petit Prince-Antoine de Saint-Exupéry-Mavi Bulut yayınları


Son kitabımın oldukça popüler olan yazarının NewYork'da bir otel odasınında kaleme aldığı ve kendi sulu boya çizimleriyle görsel zenginlik kattığı Küçük Prens adlı romanın  3 boyutlu versiyonu...



Kitabı oldukça neşeli hale getiren 3 boyutlu şekli, kitabın çekiciliğini bir kat daha artırıyor olsa da Küçük Prens'in  önceki haliyle bile gönlümü çok önceden fethetmiş olduğunu belirtmek isterim.

Herkese keyifli bir pazar günü dilerim!

Dinliyorum--Amy Winehouse-You Know I'm not Good

Günaydın! Keyifli pazarlar!



Çocukluğumdan kalma belki ama bazı şeyler bana hep pazar gününü anımsatır.
Mesela dükkanların kapalı olduğu sessiz ve boş sokaklarda bir öğleden sonra yürümek... 
Bizimkiler dizisi...Hatta A takımı..Kaynar suyla yıkanmak... 
Yetiştiremediğim bir ödevin telaşına vardığım akşam üstleri.Hayat bilgisi kitapları...
Birinin gün batımına yakın yolculuğa çıkması...
Bunlar bende hep pazar günüymüş hissi yaratır,günlerden salı olsa da.
 İlkokuldayken en çok pazar günlerinden nefret ederdim,çünkü pazartesileri hep sözlü olurdu.
Sözlünün olduğu gün değil de neden pazarları sevmediğim de şaşırtıcı!
Mesela pazar günü çamaşır yıkanan ve ütü yapılan evlerde ben de aynı hissiyatı yaratır..
.Acaba sende de oluyor mu buna benzer şeyler yoksa bana mı özgü bu tuhaflık? 
İlkokul yıllarım çok travmatik geçmiş filan da değil,işte bildiğin normal bir çocuktum ama !
Sanırım,ben aslında pazar akşamlarını çok sevmiyorum.
Ama pazar sabahlarının keyfine ise laf edemiyorum..
Herkese neşesi ve keyfi bol bir gün dilerim.
İyi pazarlar!


Dinliyorum--Cayetano --Fairy Tales 


12 Ocak 2013 Cumartesi

Nerdesin? Gerçeklikten kopuyoruz şu anda...




Eğer Gece yolcularının Nerdesin adlı parçasına klip çekmem istenseydi benden, başrolünde I don't care bear'den başkasını oynatmayı düşünemezdim! O da mı kim?O,hüzünlü bir momiji mesaj bebeği...
Nereden geldi tüm bunlar aklıma? Eve dönüş yolunda trafiği müzikten başkası çekilir kılmıyor ve radyoda şu anda  ''Nerdesin'' çalıyor!
''Gittiğinden beri ağlıyorum
Bittim her taraf sessiz,sessiz
Sana hergün mektuplar yazıyorum
Mektuplar sessiz
Cevaplar sessiz
Nasıl yalnız bıraktın beni Söyle nerdesin?
Koşarak geleceğim geleceğim yanına
Söyle nerdesin?
Canım nerdesin?''
Keyifli bir cumartesi akşamı dilerim...

Dinliyorum--Gece Yolcuları--Nerdesin?

Dip not: Aralık ayı yarışma fotoğraflarımdan biri...Tüm konsept eğlence için oluşturulmuştur, blog sahibesi her zamanki gibi bir şarkı dinlemiş ve aklına bu fikir gelmiştir. Görseldeki tüm objeler el emeğim göz nurumdur ... Anlayacağın sevgili okur,bu doktor kafayı bugünlerde bunlarla boşaltmaktadır :D


Günaydın ! Keyifli bir Hafta sonu başlasın...





 Çalışmadığım halde hafta sonunun cazibesine kapılmıyorum dersem yalan söylemiş olurum.
  Aslında  hafta sonu demek benim işimin gücümün artması demek.Bütün hafta yoğun olarak çalışan ev erkeği yuvasına dönüyor ne de olsa hem de gümbür gümbür.Hanemiz şehir dışından gelenlerle  kalabalıklaşıyor ve yemek yapmanın bir anlamı oluyor. Hafta içi kahve ile geçiştirilen kahvaltılar,tezgah üstünde yenen akşam yemekleri, neden aldığımız konusunda bir sürü soruya maruz bırakıldığımız,başka eve taşınınca ya sığmazsa diye içimize kurt düşürülen ve eş-dost arasında hurafelere neden olan 18 kişilik yemek masasına taşınıyor.
Yani nüfusumuz 2 kişi ,hadi misafirlerle ulaştığımız maximum  sayı 8; ama bizim bu eve ilk aldığımız şey; bu yemek masası oldu hem de sandalyeleri bile olmadan.
Hımm,konuyu dağılmış yine...Hafta sonlarını severim eğer nöbette değilsem yani..Ama nöbette personelle geyik yapmayı da severim acil kapısı önünde...
Umarım bu hafta sonu çalışmak zorunda değilsindir sen de benim gibi...
Keyifli bir cumartesi günü dilerim.


Dinliyorum--Kiss&Drive--In Your Eyes (Kylie Minogue Cover)



p.s: Tdk'ya göre hafta sonu, hafta başı ve gece yarısı zamanla ilgili ayrı yazılan birleşik kelimelermiş  ;))

11 Ocak 2013 Cuma

Have fun today! Finally Friday!!





Günler gerçekten çok hızlı geçip gidiyor, farkında mısın!
Yeni  yılın ikinci haftası da bitmek üzere...
Tamam ,dur yani her hafta cuma günü aynı şeyleri söyleyecek değilim elbette ama şu var ;
günler gerçekten hızlıca geçip gidiyor.
 Her gün aynısını yaptığımızı düşündüğümüz günlerimiz aslında ne kadar farklı...
Oturup sana bilgelik taslamayacağım,sonsuz huzuru bulmuş falan da değilim elbette
 ya da  küçük Ayşecik gibi masaların üstüne çıkıp Hayat sevince güzel diye şarkılar söylediğim çakma bir Türk müzikali  de  değil hayatım.
İşte okuduğum ıvır zıvırlardan bir şeyler öğreniyorum.
Yani evet, her sabah uyanıyoruz erkenden,giyinip trafiğe karışıyoruz..
İşe gidip yine  aynı işleri yaptığımızı sanıyoruz ...
Yani böyle düşünüyorsun çoğunlukla ben de böyle düşünüyorum.
Mesai bitiyor ve yine trafik...Ev falan ve yine pijamalarını giyiyorsun.
Planlama üç aşağı beş yukarı hepimizde benzer şekilde ama bir baksana dün asansörde yanında bir adam vardı , bugün sabah göremedin...
Trafik ışıklarında beklerken yanında kırmızı bir otomobil duruyordu ,bugün onu göremedin.
Dün sinirli kalkmıştın ,bana küsmüştün falan filan ama bugün anlamsız bir gülümseme var yüzünde..
Aslında biraz dikkatli bakarsan çok farklılık var,sen de üstüne bir şeyler katarsan gerçekten her günün farklı geçtiğini göreceksin,
yani ben kitapların yalancısıyım ya da sen zaten her şeyin farkındasın
 ve ben boş boş konuşuyorum burada :))


Kısacası sayın okur,
Günaydın!
Keyifli bir gün dilerim!

Dinliyorum--Alanis Morissette--Hands Clean



P.s: blog yazarı taklitlerin aslını yaşattığını düşünüyor ve Fikir hırsızlığına çok karşı....

10 Ocak 2013 Perşembe

Günaydın !!! Noktalama işaretlerine pek dikkat etmedim...




Günaydın! 
Crash'ı izledin mi bilmiyorum ama filmin başında şöyle bir konuşma geçiyordu, insanlar o kadar yalnızlar ki  her gün milyonlarca insan birbirlerine dokunmak için çarpışıyor.

Bazen durup düşünüyorum çok mu  yalnızız diye!
Aslında bugünlerde çokça bunu düşünüyorum.
Yani baksana seninle konuşuyorum  kim olduğunu  dahi bilmeden...
 Ve etrafımdaki onca kalabalığa rağmen.
Sana her gün sabah günaydın diyorum, hayatımda olan,olmayan  veya olmasını planladığım şeylerden bahsediyorum.
Belki yolda görsen selam vermeyeceğim sana ya da sen bana.
Belki de çoktan karşılaştık bir yerlerde işte ama görmedik birbirimizi.
Sana da garip geliyor mu?
Bir günaydın yazısı için fazlaca ergen muhabbeti tadında oldu bu ama kafama takıldı işte.

Keyifli  bir gün dilerim!

Dinliyorum--Jason Mraz & Colbie Caillat--Lucky!

9 Ocak 2013 Çarşamba

Oopss! Kafama takılan bir kaç konu var...




Şimdi Dünya'da bunca sorun varken benimkilerin çok önemli konular olduğunu iddia etmiyorum ama işte insanlık hali, benim de bugünler de bir takım sorunlarım var.
Mesela asırlar önce verdiğim kitap siparişim henüz elime geçmedi...Müşteri temsilcilerine nerede benim kitabım dediğimde, bana kitap basımı kalmadı,matbaada yeniden basılıyor dediler...Hayır,kitaptan vazgeçmek de istemiyorum ama yani istediğim kitap da İsaac Asimov'un bulunmaz eseri değil...
Diğer sorunsalım : Üst komşularım... Sulh sağlayamadılar hala yani yüzyıl savaşlarına dönecek diye endişelerim var.Uzun süre kulaklıkla dolaşacağız sanırım.Hayır,çıkıp özel hayatlarıyla muhattap olmak istemiyorum ama aile fertlerinden biri barış elçisi görevini üstlenerek lütfen bir an önce konularına müdahale etsin.İşin garibi sadece bayan kişinin sesini duyuyorum ama  o mobilyaları oradan oraya iten bir erkek gücü olmalı...Bir de şöyle bir şey olabilir mi diye düşünüyorum ,bir gün üst kattakiler o kapışma sırasında bizim salona inebilir mi? Hazırlıklı olmalı mıyım?
Bir diğer gündem maddem: Eve kumkat ağacı almayı planlıyorum. Acaba evde sinek falan yapıyor mu diye düşünüyorum!Bu konuda bilgi sahibi olanlar varsa önerilerine açığım...
Son olarak bu sene yaptığım çilek reçeli şekerlendi ,tarihimde ilk defa böyle bir şey başıma geliyor..Yeniden kaynatmak mı gerek acaba? Yeterince güneşlenmediği için mi böyle oldu?
Video klipleri bloga  yüklemede problem yaşadığımdan sabah söz etmiştim, umarım bu postla o sorunu sizden gelen tavsiyeler ile çözeceğim :))

dip Not:Bu yazıdaki sorular gerçektir ama sorun niteliği taşımadığını yazarda bilmektedir.Sadece derindeki ciddi mevzuları bu tip konularla geçiştirmektedir.

Keyifli Günler dilerim!

Dinliyorum-Edith Piaf -Padam Padam

Nostalji falan filan!




Günaydin!
 Ankara'dan bildiriyorum hava açik , görüş mesafesi. 5km, Pat sahalarında durum normal...
Kahve servisimiz su an başlamıştır...
Herkese keyifli bir gün dilerim...


Onları  da Unutma Lütfen!!



DİNLİYORUM---Cesaria Evora--Sodade




P.sYoutube veya fizzyden dinleğim müzikleri  postlarıma ekleyemiyorum,ne yapmam lazım?Yardımcı olacak birileri var mı?

8 Ocak 2013 Salı

Gunaydın!




Uyanamadım ki ayılıp Günaydın diyeyim.
Ben kahveyi çok şekerli severim...Tezat! 
 Belki  unutturur bir kahve dışardaki  soğuğu...

Keyifli bir gün olsun,elit apartmanımdaki karı koca kavgası son bulsun.Bir de bugün kargom benim bulsun.Sevdiklerim sağlıklı olsun.İşte hepsi bu kadar.Amin
Herkese keyifli günler dilerim.



Dinliyorum---The Real Tuesday Weld--Last Words



7 Ocak 2013 Pazartesi

Dikkat!!!Dikkat!! -----> Attention Please!



Hırsımı kaybettim,gören duyan bilen varsa bana getirsin...

Ben fakültedeyken hep çok çalışkan üç kız arkadaş olurdu...Her şeyi yalar yutarlardı bunlar.Sonra da sınav öncesi panikle çalışanların yanına gidip dikkatini dağıtır ve biz hiç çalışamadık,oradan bir kaç bir şey sor der ve sonra soruyu onlar sorardı:Şunun şurasının bunu kaç cm idi ?Sonrası bildiğin moral bozukluğu...Sonra onlar 90 alırdı sınavdan, sen barajı geçebilmek için iptallik soru arar dururdun.Acaba ne oldu şimdi onlara?Hani bazılarını biliyorum ama...



Eğer hayat bir yarışsa ve öldüğümüzde bize bir puan veriyorlarsa hani Mario'da zıplıyorsun zıplıyorsun ve çarpılıyorsun ya işte.Sonra the end yazıyor ve bir sayaç dönüp size bir puan veriyor.En sonunda da bir liste beliriyor ekranda ve sıralamamız belli oluyor..Yani hayattaki başarılarımız,başarısızlıklarımız ,işte anla her nefes alışımız  bir puan ise ve o hırslar onun içinse ya durun bir dakika benim point toplamam lazım!


Dinliyorum--Madonna--Frozen

Gunaydın!




Hava buz gibiymiş, bugün pazartesiymiş,erken kalkman gerekmiş vs vs...İşe güce dalmadan önce al kahveni, çayını ve ya ne her ne seviyorsan aç müziği enerjini topla.Çünkü önce eğlenmen gerek...

Herkese güzel bir hafta dilerim.


Dinliyorum--Nil Karaibrahimgil--İstanbuldayım