Fil hafızasına sahip olmak isterdim.İnsan ne çok şey yaşıyor hayatta ve ne çok şey uçup gidiyor aklımızdan..Her gün geçtiğim sokağın adını,staj arkadaşımı salak diye tanımladığımı,en sevdiğim öğretmenimi ve şimdilerde görüşmediğim ve bir zamanlar yakın olduğum arkadaşlarımı yeniden hatırladım.
Ben 2008 yılında yazmaya başlamışım,zaten en çok da o yıl yazmışım.Hayatımın bir dönemecini, şimdi fazlaca ukala bulduğum bir tarzla, yazım kurallarına uymaksızın, yaşımdan büyük kelimelerle dökmüşüm satırlara...Dün gece huzursuzluktan uyku tutmayıp kendi romanımı okudum biraz anlayacağın, bazen güldüm bazen şaşırdım...Mesela o zamanlar hiçbir yoruma yanıt vermemişim...O yorumları yazanların bir çoğunu bulamadım, sanırım artık yazmıyorlar ve eger hala okuyorlarsa benim dahi bir süredir unuttuğum bu blogu, özür dilerim kendilerinden.Sanırım o zamanlar yorum yönetimi diye bir şey yoktu ve yine sanırım o yüzden ben fütursuzca yazıyordum buraya...Sonra işte biz büyüdük biraz daha kirlendi dünya...
Bugün bile gözlerimi kapadığımda hala orada olduğumu hayal ettiğim yeri yani Michelangelo Tepesi'nde günbatımını izlemenin keyfini, defalarca anlatacağım demişim mesela ama o yazıyı hiçbir zaman yazmamışım.Dedim ya fil hafızasına sahip olmak isterdim çünkü aklımda sadece o an hissettiğim huzur ve mutluluktan başka hiçbir şey kalmamış.Eminim o zaman yazmışım olsaydım her detayı anlatırdım,örneğin Ponte Vecchio köprüsünü geçtikten sonra sola dönüp yürümen gerektiğini ve en güzel Florensa manzarasını görebilmen için o tepeye tırmanman gerektiğini filan işte.
Hımm,düşündüm de yeniden fil hafızasına sahip olmak çok iyi bir fikir değil gibi geldi şimdi.bana...Yoksa zaman, hiçbir acının ilacı olamazdı herhalde...
Neyse işte hayatıma dair notlar almışım buraya...Bazen kızmışım,bazen de ağlamışım ;kah yemek tarifi vermişim kah kitap tavsiyesi.Kafam bi milyonmuş ,bir türkü tutturmuşum hatta meditasyon bile yapmışım.Bazen kafam bozulmuş günlerce hiç yazmamışım ya da yazmaya değer görmeyerek ahkam kesip hepsini kendime saklamışım,tamamen unutulup kanıt bırakmasınlar diye bir yerlerde.Kısacası sayın okuyucu modum neyse ben hep onu yazmışım, şu sıralar 30'uma merdiven dayamışım.
Şayet hala 140 karakterden uzun cümleleri aralıksız okuyabiliyorsan ve buraya kadar ulaşabilmişsen Sayın okuyucu, Günaydın! Keyifli bir gün dilerim ,haftanın son iş gününde sana!
Bu kadar gevezeliğimin altında sadece endişelerim var, kaç zamandır kafamı kurcalayan! Onu da bir başka zaman dökerim kelimelerime...Sadece anla işte endişeliyim, bugün annem 3.kez göğüs ameliyatı oluyor!🙏🙏🙏
4 yorum:
günaydın. geçmiş olsun.
Tünaydın, tesekkür ederim
arkanda kanıt bırakmamak için paylaşmadığın yazıları merak ettim. Ben onları kaydederim ileride düşüncelerin değişirse ''sen şöyle böyle demiştin. ne oldu değiştin 2 dakkada. hı noldu'' diye yerin dibine sokardım seni. Ayrıca zamanında gelmişim galiba. Evvel zaman içinde yorumlamış olsaydım bloglarını, umursanmama gibi bir ihtimalim varmış. Ha bu arada Günaydın - Tünaydın ayrımını yapıp yine yorumumla beni başbaşa bıraktığın için sonsuz teşekkürler :D hayret bi'şey. Başlıkla uyumlu olsun diye şey etmiştim ben. Tamam, tamam biraz ezberci olmuş yorumum :D
Aklımda kalmayayın mı kaydını tutacaksın ,hım ilginç ! Bir de devamlı sizi terslediğimi söylüyorsunuz,dönüp bakıyorum yok öyle bir şey .Ben öyle görmüyorum,öyle görüyorsanız da pardon. Her neyse ,Size keyifli bir haftasonu dilerim.
Yorum Gönder