*Tansiyon ölçmekten hiç hoşlanmıyorum.Ne öğrenciliğimde ne de şimdi...İnanın enjeksiyon yapmak daha çok hoşuma gidiyor ya da kan alıp-serum takmak...Sanırım ben invaziv işlerin adamıyım.İntern iken poliklinikte çalışıyorsam eğer asistan ,hadi bakalım bir tansiyonunu ölç demesin diye dua ederdim.İşten kaçtığımdan değil ama o manşonu sarıp ,steteskobun ucunu oraya yerleştirip,pompaya basmak gerçekten güç ve beceri istiyor.Bazen poliklinikte otururken ebe hanıma ya da sağlık memuruna hastanın tansiyonunu ölçebilir miyiz deyince içinden küfrediyor mu diye düşünmüyor değilim...
**Bu kasabaya feci alıştım hatta özlüyorum.Gerçekten .Haftasonları dershanede sık sık hastalarım geliyor aklıma...Tabi bir de yatağım ,çoğu zaman yatağımı hayal ederken buluyorum kendimi.Giderek artan bir sevgi bu...Herhalde hastalarımda beni seviyor ki giderek hasta sayım artıyor...Ama bu durumda ben daha da az uyumaya başladım.
**Terzi kendi söküğünü dikemezmiş ya benimkisi o hesap kaç çeşit antibiyotik denedim ,bu hastalık geçmiyor.Ateşim haftanın iki gecesi 39-39,5 derece...Ben neden iyi olamıyorum anlamıyorum..Üstüne bir de yeni bir haller geldi bana.Son bir haftadır gözüm seğiriyor...Karşıdan fark edilip edilmediğini merak ediyorum ama bu çok rahatsız edici illetten çok da untanıyorum her nedense...
***Hasta sayım artıyor ya çalışma bölgem de genişliyor.Artık başka bir köyüm daha var,hani daha önceden bahsettiğim Selanik muhacirlerinden olan köyün hekimi de benim resmi olmayan açıklmalara göre...Her salı oradayım...Yani artık uzun bir süre bende Salı günleri Elveda Rumeli oynayacak...
**Bu kadar işin içinde ders çalışamıyorum istediğim verimde.Ne olacak bilmiyorum...
**Antakyaya'yı özledim...Yüzüm yok hala oralara dönecek :(.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder