things getting worse before getting better...

16 Mart 2008 Pazar

14 Mart Tıp Bayramı Geçikmiş Yazısı

Geçtiğimiz cuma günü doktorlar camiasının Tıp Bayramıydı.Herkesin Geçmiş 14 MART TIP BAYRAMINI en içten dileklerimle kutlarım.Gelecek yıllarda daha iyi çalışma koşullara sahip, doktorların öldürülüp tartaklanmadığı ,güven içinde çalışacabileceği koşullara sahip olarak ,kutlarız bu günü umarım.
Bu sene de baloya gidemedik.Her sene yaptığımız gibi, bu sene mutlaka baloya gidelim,hadi gidelim,gitmeyip biz yemek organize mi etsek diye konuşurken yine gidemedik baloya.Gerçi benim 14 Mart'ta nöbetim vardı .O yuzden balo planları yapamayacağım daha erken belli oldu.Son gün nöbetimi arkadaşımla değişip 13 Mart'ta tutunca 14 Mart gecem boşaldı.Şans eseri, Handan'ın 20 gün önceden aldığı ve tüm biletleri şu anda tükenmiş olan tiyatro oyunun biletlerinden birinin sahibi gitmekten son anda vazgeçince, boş bileti ben kaptım.Böylece biz de 14 Mart gecesini tiyatroda geçirdik. Gerçi 14 Mart günü Sivas'ta yaşanan üzücü olaylardan dolayı iptal edildi.
Yıllardır Sivas Devlet Tiyatrosunu izlemeye gitmiyordum.Sebep tiyaroyu sevmemem değil ama seçtikleri oyunların konularının bana çok iç karartıcı gelmeseydi.En son gittiğim oyunda('Karaların Memet'i) o kadar sıkılmıştım ki.Üstüne üstlük eve dönerken, bu - 30'C de hangi aklı başında kişi dışarı çıkar diye söylenmiştim, çenem zangırdarken.
Antalya Devlet Tiyatrosu'nun sahneye koyduğu,Orhan Kemal'in kaleme almış olduğu ''Eskici Dükkanı'' adlı oyunu izlemeye gittik.Ve şansa bakın ki artık baharın geldiği düşünüp,yine şöyle uzun zamandır süslenip püslenmediğimi ve uzun zamandır formayla dolaştığımı düşünüp süsleneyim bu gece dedim kendime.Eve gelirken saçlarımı kestirmiştim,yıkanıp ,saçlarımı bir güzel fönledim, hafif bir makyaj yapıp, pembe kaşenin içine incecik saten bluzu giyinip 'aynadaki görüntümü de beğenip' dışarı çıktım.Apartmanın kapısında kar yağdığını görünce dondum kaldım.Şansa bak dedim kendi kendime, sen yıllar sonra tiyatroya git ve o gece yine kar yağsın.Artık üstümü değiştirecek zamanım da kalmadığından, o şekilde tiyatroya gittim.Allahtan tedbirli insanım, yanıma hırka almıştım.Oyun güzeldi güzel olmasına ama bendeniz ilk yarıda su su diye sayıkladım ,ikinci yarıda nöbetin yorgunluğu çöktü üstüme ve uyuklamaya başladım.Ama performansları çok güzeldi, ellerine sağlık diyorum.Dekora özellikle hayran kaldım.

14 Mart günü ayrıca bizi şaşırtan bir olaya da şahit olduk.Aslında her nöbette olduğu gibi erken kalkıp kanları gönderip sonuçları çıkartım.Sonra kahvaltı faslına başladık.Bu arada yavaş yavaş hastane dolmaya başlamıştı.Yani klasik bir gündü sonra Tıp bayramını kutlayan mesajlar ve neşeli telefonlar gelmeye başladı, öğleye doğru şoke eden haber geldi.Şu anda çalışmakta olduğum dahiliye bölümünden 4 kişinin de bulunduğu 35 doktor,89 sağlık çalışanı göz altına alındı.''Şifa 58'' adlı operasyonun detaylarını http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=8462233 okuyabilirsiniz.Operasyonun 14 Mart tıp Bayramı etkinlikleri sırasında yapılması ve tanıdığımız isimlerinde aralarında olması bizi üzdü...




P.s:Yandaki fotoğrafı facebook'da üye olduğum gruplardan birinde gördüm,çok hoşuma gitti..Paylaşmak istedim...Belki bu biraz abartılı gelebilir şu an ama yakında internlerin üzerindeki yük bu kadar artacak.Hocaların performanslarını artırmak için yaptığı kapasite artırma çalışmaları sonucunda asistanların,internlerin üzerine düşen yük çok artmakta ve daha da artacaktır.Tıp bölümü seçeçeklerin 1 kez daha düşünmelerini söylüyorum.Gerçekten sevmiyorsanız kesinlikle yazmayın...

Son olarak:Bu metin Kenan Doğulu'nun 'ARA BENİ LÜTFEN'' şarkısı eşliğinde yazıldı.Ben bu şarkıyı en son Viyana'dan Szeged'e dönerken defalarca arka arkaya dinlemiştim.Ve o anda beni çok sevindiren bir telefon gelmişti Türkiye'den. Acaba bu sabahta Defalarca dinlesem yine sevindirici bir telefon gelir mi?





Hiç yorum yok: