things getting worse before getting better...

20 Mart 2008 Perşembe





''Kadına ait olduğunu sandığı telefon numarasını çeviriyor adam.O numarayı buluncaya kadar neler çekti, bir o biliyor bir de Tanrı!Tedirgin adam. Heyecanlı. Kim olduğunu bile doğru düzgün bilmiyor kadının. Ama rastlantıyla başlayan “dostlukları” hoşuna gidiyor.Kadın günlerdir ortalıkta gözükmüyor.Telefon açılıyor.Tatlı bir kadın sesi... İyi günler, diliyor önce. Adam yutkunup konuşmak için davrandığı sırada ses devam ediyor: “Bugün şehrimizde hava yağmurlu. Yarın parçalı bulutlu...” Yanlış numara mı? Yoksa telesekreterine “hava durumu haberleri”nin bant kaydını mı aktarmış kadın? İçi kararıyor adamın, ruhunda birden yağmur boşanıyor!Neden?Çünkü insanlar vardır; tanışıklığımız boyunca çok istesek bile asla kucaklayamayacağımızı, öpemeyeceğimizi, yüzümüzü saçlarının arasına gömüp kokusunu içimize çekemeyeceğimizi bildiğimiz sevdiklerimiz...Alınyazısı gibi yazılmıştır bu gerçek! Daha en başından hem alabildiğine mahrem hem de kesinkes yabancı bir ilişkinin tarafları olarak başlar ilişkimiz ve öyle gitmeye mahkûm olur!İşte o kişilerin telefonda sesini işitmek, kimselere itiraf etmeyiz ama kucaklaşmak gibidir, sımsıkı sarılmak gibi!''




Haşmet Babaoğlu








Bugünün Gazetelerine göz gezdirirken Haşmet Babaoğlu'nun Hayatıma Fransız Öğücüğü Kondu başlık yazına takıldım kaldım.Kimimizin başından geçmiştir buna benzer şeyler.Doğru insan ,yanlış zaman ve yanlış mekan.Sonunu hiç bilemeyeceğimiz bir ilişki aklınızın hep bir köşesinde kalır.









Hiç yorum yok: