things getting worse before getting better...

13 Ocak 2012 Cuma


Başkentin göbeği olması bir yana, güpegündüz bir sokağın ortasında,evli olmadıkları aşikar bir çift (evli olmaları neyi haklı kılar ki gerçi)...

Kadının saçları adamın elinde,yerlerde sürekleniyor bedeni.2 ana caddeyi birbirine bağlayan, hemen hemen 100 metre ilerisinde karakolun bulunduğu sokakta tek de değiller; farklı yönlere giden bir kaç insan var.Herkes gözünü yummuş bu sahneye,kız bağırdıkça  3 maynunu oynuyorlar.Onlardan biri benim,bir şey diyememenin, o manzara sadece seyirci kalmamın utancıylayım haftalardır.Gerçi uzaktan izledim kızı , izlemekle yetindim.Bu biraz olsa vicdanımı rahatlatır mı!Aslında korktum, karışırsam bana da vurur diye korktum (buna benzer  bi dolu 3. sayfa haberi örneği var).Peki bu davranışımın doğru olmasını açıklar mı ki! Polisi aramayı da düşündüm,hatta telefonumu bulana kadar çantamda kız yanımdan geçip uzaklaştı o sokaktan. Gitmedi peşinden kurtlar vadisinin küçük baronu sanan adamda.Bende aklımdaki o sahneyle evimin yolunu tuttum elimdeki aptal bir paketle,ki o paketti çalışma salonundan çıkıp o sokağa gelmemin müsebbibi.
Artık bir tarafımız.kabalığı ,görgüsüzlüğü delikanlılık,tahammülsüzlüğünü şiddetle bastırmayı asilik kabul eden insanlarla diğer tarafımız haklı olduğu halde susmayı öğrenmiş,sineye çektikçe içten içe kinlenen,eskiyi özleyip nerede hata yaptığını,bunları hakketmediğini düşünen sessiz ve mutsuz insan topluluğuyla sarılı.Onlardan biri sizsiniz, biri de benim ne yazık ki.Elbette aranızda istisna olduğunu iddia edeneler olacaktır.

Peki neden mi bu kadar geç  düşüncelerimi dile getirip yazıya döktüm?Ona haızrladığım çoktan bir bahanem var:Artık bu sınavı kazanmam gerek ve hiç zamanım kalmadı...

P.s:Yazar kendinden utanır oldu...