things getting worse before getting better...

30 Ocak 2010 Cumartesi

Çilkerazziye

2

Kahve fincanımı 2008'in 16 Mayıs'ında Beytepe kampüsünün çimlerinde bağırarak bu şarkıya eşlik eden pamuğuma kaldırıyorum....

Sence aşk bizi sağır ve kör mü ediyor da biz aynı hataları yapmaktan bıkmıyoruz!!!

Ben eskiden ,eskiden...

bine


Yine yeniden çalıyorum bu şarkıyı ,defalarca arka arkaya ,saat sabahın ikisi,kafam bi dünya kaç zamandan sonra ilk defa ,bu kaçıncı kahvem şu saatte,üşenmiyorum bir Türk kahvesi yapıyorum kendime pc başına geçmeden önce,ben nöbet ertesi,dudağımda aniden bir uçuk çıkmış,ısırıyorum ısırdıkça acısını söküp atabilmek içim daha da ısırıyorum kıpırdamaya niyeti yok...Kulağımda hala çocuk ağıtları,aynı sayfayı kaçıncı okuyuşum bu ...Almıyor artık kafam bu notları...Test çözüyüm diyorum sonuç facia...Sorun ben de mi...

Sigara çalıyor televizyonda,beyaz show'u izlemeyeli ne kadar çok olmuş.Ben bu parçayı ilk dinlediğimde Ankara'dayım,lise bitmiş üniversiteye hazırlanıyorum,okul bittikten sonra resetlemek için kendimi ara vermişim sanırım, aynı 2 yıldır yaptığım gibi,yanımda Pınarcım, ne soğuk Ankara ,Kızılay'da üşüye üşüye paytak paytak karda yürüyoruz,durmadan bu şarkıyı dinliyoruz...Ankara'da yine kar yağmış,burası zaten kış kıyamet...Şebnem Ferah'ın her şarkısı bir anı...Kimin değildir ki zaten :))

Zorunlu bitmesine bitti,heyecanı geçti,basıp giderim dedim,basıp gitmeye takatim yok.Sonra gitsem ne olacak ki!!Gidilen yer buradan iyi mi olacak,en azından bir hayal için, bir gün buradan gideceğim diye didiniyorum,dır dır edip hava yapıp,ben eskiden eskidenn,ahh ahh muhabbettiyle insanları sıkabiliyorum,ya bunları yapamazsam diye de düşünmeden de edemiyorum.Yani anlayacağım kafam bi dünya soru işareti,bir sürü tırı vırı ile dolu :D

Herkese iyi cumartesiler...






13 Ocak 2010 Çarşamba


450. günden bildiriyorum,33 dakika sonra,bu yazının son noktasını koyduğumda,yiğidin en çok üfürdüğü,elini sallasan benim maaşımı ödeyenlere çarptığın memleketteki zoraki hizmetimi tamamlamış oluyorum.Aylardan beri bugünü bekliyorummmm...Sonunda geldi çattı inanılısı değil ne mutluyum ne sevinçli,mutluyum,özgürlük hissi sindii ruhumun gözeneklerine ruhumu ele geçiriyor,şimdi sinirlendim mi basarım istifamımı ey vatandaş!Benim artık kapıgibi diplomam var,giderim dileğim yerde çalışırım,hatta biraz daha kasar özel acil poliklinik açarım.

Yorgunummm,yoruldum aylardır ne izin ne tatil ,ne de eğlence,sürekli telefon açık aman bir vukuat olmasın Teksasta diye.Aman gebesi kan ilacını içsin,aman bebesi ishal olmasın,aman erken doğum olmasın,aman kırım kongo kanamalı ateşi,öğrencisinin saçındaki biti, bi tabi domuz gribi...

3 haftadır köy köy, ev ev domuz gribi aşısı yaptım,aşıyı anlattım,elin bilmem nesi aşı olmuş sonra kötü olmuş diye özel araçla eve gidip bademcik enfeskiyonu reçetesi yazdım...Büyük abdeste çıkamayana 112 ambulansıyla gecenin körü lavman yapmaya gittim,bunlar değil ağırıma giden aman beyim paşama öte git demeye gör ,aman aman Allah korusun hemen memleketten yer beğen muhabbeti,hepsinden öte o pek meşhur Hipokrat yemini okulun kapısından çıkarken unutuvermiş ,gözünde $$$$ hırsında olan meslektaşlarım ama bitti...

Sayın okurum, 450. günümden bildiyorum,artık yasal diploması olan bir doktorum ben...Beni beğenmeyeni ben hiç istemem modundayım.Çekemem artık kimsenin kahrını...

Yalnız son bir ay daha sıkamam lazım dişimi o da uzmanlık için sonra ben giderim bu diyardan varsa bir kaç sevenim,güzel laf eder arkamdan..
Ama ben artık küçük ,yıpranmış,prenseslikten çıkmış azıcık kafayı tırklamış,depresyonun dibi,ne defalarca vurmuş,ertesi sabah hastasına herşeyi kafasına takmamasını saatlerce nasihat etmiş, bu kadarı da yaşayamam denilen olayların anılar çuvalında yer edinmiş bir küçük doktorum...Azıcık büyüdüm mü ben yaa...

Herkese iyi geceler,darısı bu kahrı çeken sevgili meslektaşlarımın başına...