things getting worse before getting better...

4 Ekim 2011 Salı

p.s kendime bilmem Kaçıncı bu not...

Bloga yazmaya yazmaya yazmayı da unuttum.Nasıl bir üşengeçlik anlatacak çok şeyi olup da nereden ,nasıl başlayacağını bilememe gibi.Ya da belki de anlatacaklarımı değersiz bulma gibi bir şey..Kaç tane başlayıp bitirilmemiş yazı duruyor taslaklar kısmında.Hep bir şeye yetişme telaşı ama neye yetiştiğimi bilemiyorum.Eski doktor,yeni ev hanımı ,daimi Tusiyer kariyerime son 4 aydır Ankara'da devam etmekteyim.Seneye belki de yeniden doğu bir yerlerden yazarım başka serzenişlerimi .Kavurucu ve sıkıcı ve ders dolu bir yazdan sonra 2 hafta önce tamda perşembe günü Ankara'ya kış geldi aniden.Dün itibariyle kaloriferler bile yanar oldu geceleri...
Hayatımda ilk defa bir öneriye ya da ricaya tavrımı koydum...En son çalıştığım Özel hastaneden geçen hafta iş teklifi geldi.Ayrılırken ki nahoş tavırlarından dolayı araya hatırını saydığım bir doktor abimin ricasıyla ulaşmalarına rağmen tavrımı koydum.Ben haksızlığa gelemiyorum,bu nerede olursa olsun ve çok sinirleniyorum.3 günlük kendi kendimi yeme,bunu dersem ayıp olur mu acabalar,ona-buna ,eşe-dosta akıl danıştıktan,gece yarıları uyanıp yatakta kıvranmalardan sonra sonunda tekliflerine yanıt verip koşullarımı söyledim;eğer kabul ederseniz gelirim dedim.Hala yanıt yok...
 1 Ekim  itibariyle Devlet Tiyatrosu ve Devlet Opera-Balesi gösterimleri başladı.Biz de eşimle aldık cumartesi akşamı için Notre Dame'ın  Kamburu adlı bale gösterisine biletlerimizi internetten ve makul zaman gittik Opera sahnesine.Elbette birçok kişi bizim gibi internetten biletini almış olduğu için gişenin önünde kapının dışına taşan bir kuyruk vardı.Bizde o kuyruğa giriverdik 15 dk sonra bir hanım gelip sırada önümüzdeki bir beye yaklaşıp, Ay canım sizde mi buradasınız diyerek sıraya eklendi.Bu tip akıllı geçinen insanlara sinir oluyorum.Kadına bir sürü söylenmeme rağmen hiç utanmadığı gibi neredeyse Yarabbi şükür diyecekti.Gösteriye gelirsek ilk bölüm fena olmamakla birlikte 2. perde oldukça güzeldi.Tavsiye edebilirim.
İkincisi pazarda,mağazada sanki yarış varmışcasına birbirinin elinden bluz çekiştiren ya da birbirini omuz atan kadınlar.Yani nasıl bir toplum oluyoruz anlamıyorum.Kredi karı çıktı hesap-kitap bozuldu mu ne...Birincisi  herkes para sıkıntısı çekiyorum diyor hangi alışveriş merkezine gitsem hem de hafta içi mesai saati bile olsa tıkış dolu,araba park edecek yer yok.Ya millet çok kazanıyor ya da biz doktor milleti hakikaten garibanız ya da bizim bilmediğimiz bir ücretsiz dağıtım yapıyor bu mağazalar ki sezonda bile hınca hınç çıfıt çarşısı gibi içerisi..
Son olarak salak sevgili modlarına sinir oluyorum ve numaralı olmasına rağmen bir ton laf etmiş olmama rağmen Milli Kütüphanede benim yerime oturulmasından ve kalkmasını rica ettiğimde ,ayyy sevgilimle çalışıyorum sen başka yere geçsen diyen uyuzlara sinir oluyorum.Yeni nesil ,bu nesilden de saygısız...
Acaba ben mi tahammülsüz olmuşumda çoğu kişi benim gözüme batıyor?

Hiç yorum yok: