things getting worse before getting better...

16 Kasım 2008 Pazar

Hangi Hayat Bu Yaşadığımız?


Karanliktaymislar. İki embriyo, bir ana rahminde...

Her şeyden habersiz bekleşiyorlarmiş, sudan bir beşiğin içinde...

Sarilip birbirlerine, karanlikta uyumuşlar öylece...

Haftalar geçmis, ikizler gelişmiş.

Elleri, ayaklari belirginleşmiş.

Gözleri çiktikça meydana, ikisi de çevrede olup biteni fark etmis..

Ne rahat, ne güvenli bir dünyaymiş bu...

Sicak, islak, sevgi dolu...

"Öyle güzel bir dünyada yaşıyoruz ki" demişler, "...bize ne mutlu..."


Gel zaman git zaman, çevreyi kesfe girişmişler.

Bu karanlik dünyayı ve hayatın kaynağını deşmişler.

Onları besleyip büyüten kordonu fark edince,

O kordonla kendilerini var eden Anne'lerine şükretmişler.

Sonra baslamis bir varoluş tartışması: "Buraya nereden geldik, biz nasıl olduk" diye sormuş ikizler...

"Annemiz" demiş biri, "O bizi var etti, bize can verdi."

Ne biliyorsun" diye itiraz etmiş öteki, "Sen hiç Anneni görmedin ki...":

"Belki de o sadece zihnimizdedir. Anne inanci bizi rahatlattığı için uydurdugumuz bir seydir."


Süredursun ana rahmindeki tartışma, ikizler büyüyüp gelişmişler.

Rahme sığmaz olup tekmeleşmişler.

Artık parmakları ve kulaklari varmış kerataların...

Büyüdükçe anlamışlar ki, yolun sonu yakın...

Gün gelecek, bu güzelim hayat bitecek; Karanlık bir yolculuk, onları bir başka diyara çekecek.


"- Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz" diye fısıldamış ikizlerden biri efkarla...

"- Ben gitmek istemiyorum" diye diretmiş

öteki; "doyamadım ki daha hayata..."

"- Ama mukadderat alnına yazılandır; dua et, belki doğumdan sonra hayat vardır."

Sormus karamsar olan: "- Bir gün bize hayat veren kordon kesilecek. Ondan sonra başımıza neler gelecek?"

Şiirle cevaplamiş iyimser olan:

"Birçok giden

Memnun ki yerinden

Çok seneler geçti

Dönen yok seferinden..."


Ve günlerden bir gün, yer sarsılmış, duvarlar kasılmış. Dayanilmaz sancılarla ikizler beklenen günün geldiğini anlamis. Buruşuk kollariyla birbirlerine son kez sarılıp vedalaşmışlar. Ve "ömrümüz bitti" diye çiglik çigliga ağlasmışlar. Azrail sandıkları bir el kesmiş onları, hayata bağlayan kordonu, Ağlaya ağlaya karanlık bir koridordan öbür hayata çikmislar.

Can Dündar
Bu haftasonu pediatri dersim vardı;uzun ,çok uzun ve yoğundu.Kimi zaman 10.saatin sonunda artık şiştiğimi hissediyordum,11.saatten sonra offlamalarım artıyordu.Tek dileğim emeklerim boşuna gitmez.Kimsenin ki gitmesin aslında.Yukarıdaki yazı,dersin sonunda Pediatri Hocamızın kapanış sunumuydu.Ben de sizinle paylaşmak istedim.

Hiç yorum yok: