things getting worse before getting better...

16 Kasım 2008 Pazar

Issız Adam'a dair bir yorum da benden...


Bu haftasonu yaptığım en iyi iş,Çağan Irmak'ın Issız Adamı'nı izlemekti.Hakkında bir sürü yorum okuduğum filmi izlemeyi heyecanla bekliyordum.Ağlamadım izlerken ama boğazımda bir düğümle seyrettim filmi,gözlerim yaşardı arada.Kendimi tutum,kendimden çok şey buldum.Sonunu okuduğum yorumlardan üç aşağı beş yukarı tahmin ediyordum ama...Bir gün hayat sizin için normal bir akışta ilerlerken,kendinize göre gelecek planlarınız varken,Bir adam sizin onu görmeniz için elinden geleni yapar.Hayatınıza siz istemeden sızar...Ve masal başlar...Hayaller kurulmaya başlanır...Senaryo Çağan Irmak'a ait.Ben yazmadım;ama yazsam aşağı yukarı buna benzerdi belki.
Bu kadar güzel yansıtılamazdı herhalde modern zamanlarda Issız bir adamın Aşkı,bir Ada da bulması ve ona sığınması...
Ben en çok son sahneye takıldım.Adam,kızı kendine çeker ve öper.Her şey görünürde normal gibidir,sonra,çok değil bir kaç dakika sonra, Bitti der...Kız donar kalır,inanamaz,Neden der!!!
ve ekler :''Karların üstünde donmak üzeresin, uyku tatlı geliyor şimdi ama aslında öldüğünün farkında değilsin. ''
İşte bir adamın gelgitlerini, aşka yelken açmasını, elindekinin kıymetini bilememesini, pişmanlığını, gerçeklerle yüzleşmesini ustalıkla anlatmış Çağan Irmak...

Bir de ,filmde eski 45lik taş plaklarla yeniden gün ışığına çıkan muhteşem şarkılar etkiledi beni.









Hiç yorum yok: