things getting worse before getting better...

20 Şubat 2008 Çarşamba

Her Yerde Kar Var...




Karlar Ülkesi












Yemekhane Yolları Karlı :)





Her yerde kar var kalbim senin bu gece

Her yerde kar var kalbim senin bu gece

Belki gelirsin sen bakarken pencereden
Gözler yanlız özler karda senden izler


Yürümek karda zordur
Gelirsen bak aşk budur
Dönsen köşeden şöyle

Şarkı söylerim böyle


Laaay la lay la lay la layLaaay la lay la lay la lay



Yağma kar dur artık

Bak buz oldu kalbim

Yağma sesimi duy

Belki gelir sevgilim
Göz yaşım dur düşme

Gelmeyecek düşünme
Kes ağlamayı artık
Bak oldu bana yazık
Karda zordur yürümek
Anladım gelmeyecek
Dünya oldu bana dar



Neden yağdın söyle kar
Dünya oldu bana dar
Neden yağdın söyle kar...?


Laaay la lay la lay la layLaaay la lay la lay la layLaaay la lay la lay la lay



Şarkısı eşliğinde yüklendi fotolar bloga,


Burası buz gibi ,en son bu kadar karın yağdığını ben birinci sınıftayken görmüştüm.Gerçi otobüsle gidip gelirken, otobüsü bekleme süresince üşüyorum ,hastane de ve evim de sıcacık ..Kar yağışının yarına kadar devam edeceği söyleniyor.Allah fakire fukaraya yardım etsin.Ve ilk ve orta dereceli öğretim kurumlarına olduğu gibi bize de tatil verilsin...



Tabi bu kadar kar yağışıyla birlikte düşüp bir yerinizi kırmamanız içten bile değil...Bu düşünceyle aman bir yerim kırılmasın, içinmesin derken; bendeniz karda değil ,hastanenin merdivenlerinde hoplaya zıplaya inerken geçtiğimiz cuma ayağımı incittim ,daha doğrusu ben incittim zannettim.İşin aslı benim burkulmdır geçer düşüncesiyle önemsemeyip, bir de üstüne 36 saat nöbet tutmamla pzar gecesi zavallağı sol ayağım isyan etti ve üzerine basamaz duruma geldim.Pazar akşamı sakın kırılmış olmasın ,aman falan,ya kırıldıysa ben nasıl muayene olacağım derken.Pazartesi sabahı topallayarak ortopedi polikliniğinin kapısınma dayandık( ben ve çok yakın bir arkadaşım refaketinde).Benim ayaklarla ilgili bir takıntım var.Ne birinin ayağını elleyebilirm (ki bu durumu, yazdan beri yavaş yavaş aşıyorum,aştım bile diyebilirim;ama yine de çok isteyerek yaptığımı söyleyemeyeceğim ) ne de ayağımın ellenmesine (ki bunu nasıl aşabileceğimi hiç bilmiyorum,gerçi ben hastalara yaptığımız herşeyden deli gibi korkuyorum ya ) dayanabilirim.Ayağımın ellenmesi düşüncesi sonucu, ağrım ortopedinin muayene odasıının kapısında birden bire geçiverdi :>).Bin bir türlü naz ve niyaz sonucunda ayağımın filmi çekildi (yine de ayağımı ellettirmedim :) Sonsuz sabrı için Dr.Seyran Abi'ye teşşekkür ederim.Şunu söylemeliyim ki şımarık küçük çocuktan farksızdım.) ve tahminlere göre kopma kırığı olabileceği söylendi.Tedavisi ise mümkün olduğunca üzerine basmamak bu suretle ben bu hafta başından beri minimum yürüyorum(inanın benim için zor bir durum) ve yürüyeceksem de topallayarak geziyorum.Aksi takdirde ağrım sızım geçmezse ayağım atele alınacak :<(.




P.s: Ajda Pekkan'ın ilk solo 45'liği olan bu şarkı Adamo'nun "Tombe La Neige" şarkısının Türkçe versiyonudur. Yeşim ve Nilüfer tarafından da seslendirilmiştir Söz: Fecri Ebcioğlu / Müzik: Salvatore Adamo



Hiç yorum yok: