things getting worse before getting better...

13 Nisan 2009 Pazartesi

ve biiti...Şimdi uyku zamanı


Sonunda evdeyim,evim,yatağım ve canım yastığım.En çok yastığım hatta yastıklarım demeliyim onları özledim.Uyumak ,uyumak,kitap okumak(medikal içerikli olmamalı ama) ve film izlemek istiyorum(yola çıkmadan uzun süre yetecek kadar dvd depoladım).
Sınav mı? Sanırım zordu ,sanmıyorum aslında zordu ,bazı soruları okuduğumda, soruyu hazırlamış olan hocaya bol bol teşekkürlerimi ilettim aynen kamp sırasında bize tembihledikleri gibi ve bir sonraki soruya döndüm.Sınavda malladım,üşüdüm,uykum geldi ve dedim ki bitsin uyuyacağım ben deliksiz,bir şeyler düşünmeden...Çalar saatin viyaklaması,telefon alarmı olmadan,derse gecikeceğim stresi, yer tutacağım stresi olmadan,elimde fosforlu kalem masanın üstünde notu çizerken ya da ezber yaparken değil, yatağımda uyuyacağım en çok bunu hayal ettim.ONCA STRES, SINAV BİTİMİYLE GEÇTİ,DEDİM Kİ BİTTİ NE OLURSA OLSUN BİTTİ.Sonra ne olur bilmiyorum ama kampın son bir ayın çok getirisi var hayatıma.Bir kere ben anladım ki çalışmayı unutmuşum,nasıl ders çalışılır formatım da tamamen yanlışmış bunları öğrendim,sonra neyi ne kadar istediğimi hatırladım,geçmiş için ağlayıp zırlamaktan ne kadar çok zaman kaybetmişim onu fark  ve hala ne kadar güzel bir kız olduğumu hatırladım :)) Eski hesaplarımın faturalarını kestim,hepsiyle yüzleştim,son kez sarıldım ve onu tamamen geçmişte bıraktım artık sorgulanmamak üzere :)).div>
Ve çarşamba gecesi muhteşem bir finalle kamp sona erdi ve ben milli kütüphane sınırları içine transfer oldum.Ve fark ettim ki kampta fark etmeden yaşıyormuşuz stresimizi ,insan 600 küsur kişinin içinde ve deli gibi hızlı bir temponun içinde günün bittiğini,dağıldığını anlamıyormuş ve Son 3 gün kendi vicdanım baş başa kalınca,başta sakin ol ahbap (Tanju hocamızın hastaya yaklaşım usulüne uygun olarak,Tanju bey benim asistanı olmak istediğim bölümün klinik şeflerindendir) trikleri de beni sakinleştiremeyince stresin doruklarına vardım perşembe akşam üstü ve cuma öğleden sonra koptum tamamen.Peki ne mi yaptım baktım artık bir şey anlamıyorum,sakinliğimi kaybettim zırıl zırıl ağlıyorum,ağlıyorum ve not okuyorum burnumu çeke çeke, Olmayacak bu iş böyle deyip Tus sınavı için Ankara'ya bu seferlik gezmeye gelmiş arkadaşlarımla Sakarya'da bir güzel kurtlarımı döküp pediatri çalışmaya devam ettim,sonuna kadar felsefesiyle.Ya olmazsa ,olmaz tabi ki ucu ölüm değil.Ama farklı bir şey bu,düşünsenize milyonlarca liranızı,gecenizi gününüzü daha çok okumak,daha çok sefil bir şekilde çalışmak için harcıyoruz.Prastiyenlikte kazandığım paranın daha azıyla yaşayıp ,kendine ait daha az özel zamanın olacağı hatta bazı bölümlerde mesela cerrahi branşlarda normal sosyal yaşamla ilişkinizin kopacağı bir hayat için çabalıyoruz her birimiz uzaktan bakınca.Sanırım ben de TUSiYer ruhuna kavuştum :)) Herkese çok güzel bir hafta diliyorum,yarın sabah yeniden poliklinik seyir defterini açıyorum.Doktor olmayı özledim yahu.Bakalım ben yokken neler olmuş Yamaçlı'da.Gerçi ilk haberi 2 gün önce aldım,ebe hanıma aktif tüberküloz yani verem teşhisi konmuş,2 ay istirahat vermişler.Bu durumda ilk dakikadan macera başlıyor benim için.Hepimizin bir güzel testten geçmesi gerecek.Off ki off :>)>) Özlemişim ben yazmayı,içimi dökmeyi dile kolay 2o küsur günde internete toplam 20 dakika girebildim.div>

Hiç yorum yok: